Bizim Köy Hep Yâr Tepesi
Yuvarlanır Dururuz
Boşa Demezler
Kurt Kocamaya Görsün
Maskara Olurmuş Yaşam
Yokluk Denizinde
Gün geldi kızgın güneş kavurdu
Gün geldi kara kışta kar vurdu
Gün geldi sardı sarmaşık toprağımı
Esme lodos esme eğerim boynumu
Her yağdığında yeşilime alıma
Onulmaz akşamlarda kaybolmalar
Ele avuca sığmaz kaçak bir rüzgar
Eser yitiklerin koylarında
Çocuk sevincinde sevda
Tutunmuş bir yağmur bulutuna
Islanır yağmurun gözyaşlarında …
gülüşünde ay düşer gamzene
ay dedikçe bir bende kırık hüzme
ağlayan ülkemin göz yaşı denizine
bir sen düşer benliğim özleminde
versene gülen gözlerini bir gece deminde
Kara kuru cılız bir çocuk
Gözleri bin yılları süzer
Kuş uçurtması kara tay
Görende der Hint fakiri
Üstü başı hırpani
Saç baş desen karışmış ite bite
Söyledik en içli ağıtları yürek çekişinde
Gelişin ceylan sekmesi vurduk sazın teline
Kavuşmak rüzgârın mavi bulutu öpmesinde
Harlı gülüm elim elinde gözlerim gözlerinde
Yangın hareler içinde çıktık dağların zirvesine
Güzel bir güne uyanırcasına
Yetim ve öksüzler gibi
Başucunda
Bahar esini bayramlıkların
Yüreğinde
Kanat çırpışları kuşların
(Yorgun Yıllar Ağrısını Bırakıp Bir Göç Kuşu Gibi Geçip Gitti, Kanamalı Bir Hastanın Sağrısında Yarıldı Yüreğimiz Yarıldı, Yarılandı Yol Nice Ömürler Yarılandı, Acılar Her Bir Yanımızı Kapladı.
Yorgunuz Kendi Gölgesinde Yaşlı Bir Çınar Gibi, Pınarlarımız Ne Eski Akışında Nede Gün Şafaklarımız Tertemiz Bir Güne Uyanışta, Dünyamız Kirlendikçe Kirlenmekte Gün Çekilip Akşama Erince, Hüzün Gece Karası Mahur Besteler Söyler “Yorgun Her İşçi Yüzünde”(1) .
Özlemse İçimizde Sönmeyen Ateş Topu Bir Yanardağ Bir Alev, O Dağlar Ki Barut Ve Kanın Yangın İzini Sürerken Kekik Kokusunda Değil Şimdi.
Kentlerin Sokak Ve Caddelerinde Mutluluk Şarkıları Söylensin, Aç Açıkta Kalınmasın Herkesin Aşı- İşi, Ve Gözlerde Çocuk Sevinçleriyle Kardeşçe Paylaşım Olsun İstenirdi.
İstenir İstenmesine De Bir Şeyi İstemek Ona Ulaşmanın İlk Adımı Olsa Da Bu Pek Kolay Olmayan Bir Durumdu, Zoru Başarmaksa Onlara Kalandı.
Onlar Ki; Tozlu Yolların Tozunu, Korunaksız İzbe İşyerlerinin Ciğerlerine Yapışan Kahrını Yutarken,
dalgaların sesi gecenin sesinde
gece serin rüzgar essin isteniyordu
mevsim giymiş sımsıcak gömleğini
sevdanın ateşince yakıyordu
boğucu yakıcı idi rüzgarın esintisi
Güneşe Yürüyenlerin Türküsüyle
bu kaçıncı yediğimiz darbe üstüne darbe
rezilce hayatımızın kaçınılmazlıkları
can bir hallerde kaçışlar içe gidişlerde
büyütmekte direnerek yürek ağrısını
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız