Yaşlarımızı akıttık göz sarnıçlarımız kururcasına, yaş koymadığımız zamana
Ne düşler kurduk gerçekleşmese bile, yitirdiklerimiz o denli fazla iken hiç yitirmedik düşlerimizi, yinede yürüdük mavi yolculuğumuzun yangın denizlerinde ki düşlerimizin izinde.
Ne istediğini bilenlerden günleri vurgun geleceği isteyenlerdendik, hep borç batağında bir ülkenin gün doğumu sancılarında aydınlık yüzleriydik karanlık zindanlara atılan.
Para nedir pek önemsemeden tapmadık mala mülke, taptık hep dost yüreklere, geçilirdi ne anasonlu sarhoş gecelerden naralar içinde, geçtiğimiz yollar sarp ve dolambaçlı yol vermez Zigana geçidiydi.
Gözlerimizin yangını tütün sarısı kömür karası içtiğimiz kan kusturan gül sevdası.
Bakamazdı bir kadının-kızın gözlerine mahallesine girerken kalkmazdı gözkapakları hiçbir evin hiç bir penceresine, bakardı başı hep önünde yere utangaç günün tutkunuydu gözlerinde.
Kör gözlü bir pencerede dost gördü dostu
dostların gözü her şeyi gördü gönüllerinde
buz gibi o gecelerde dost dosta dokundu
dost dostu anladı sesine sarındı şiirlerde
düştü hüzne çöktü maviye kara bulutlar
Kentler uykuya dalarken
Gecelerim uyumaz
Geceler anayurdum
Gündüzleri mülteci olurum
Üşüdüğümden değil
Yokluğundan buz keser ellerim
iyi olmaya hep ada/yım çalmışım mayayı yaşam denizine
yırtılmış günün perdesi dikiş tutmaz bilirim ya bu zamanede
gün olur gelirim bir bayram seher yeliyle
eserim İstanbul’un o meşhur lokumcusuna
bir kutu sardırıp biterim gün aydınlığı ellerinde
(Ne Olursa Olsun Yaşamakta Ölmekte Aşkla Olsun)
Ne çok bekledim
Ne çok beklettin
Sen beni efendim
Geceyi içip harında
Kaç Kere Dövüldün
Kaç Kere Duvara Dizildin
Güneşin Rehin Kaldığı Damlarda
Belleğini Yitirip
Kendini Terk Ettin
Saymadım
Seni tanıdığımdan beri
Tüm akşamlardan, bir akşam olsun
Gelmeni istedim
Oksijeni az, küflü gecemin tenime yapıştığı
Sigaranın yaktığı
Kaçak zamana seyri seferler de gözlerimle
kolay gelsin anaçlığa
zor işçilik vesselam
seni bekler mutfakta
marul,yeşil soğan
sırık fasulye, bakla
Mavinin derinliğinde süzülenlerde
Gözyaşlarımız sessiz bir iç geçişte
Seni buldum ağlayan bir gecede
Dayamıştık kırklara kırk yıldız merdiven
Düşlerimiz kaç kırık kırklardan geçerken
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız