nasılsın diyorsun iyi misin diye
hep derim iyi diyelim olmaya
sen bari iyi ol alayım dirençleri
daha ne olsun alçak sürünmede
iyi gitmeyen bir yaşam benimkisi
Ankara’m
gece sökün edince her zaman sessiz
karanlık her zaman gizemli
doğuma hazır ürkütücü sancısında
yüreğin birlikte atan sesinde,omuz omuza el ele, sevgilide,sevgiyle delice
teninde kar olup eriyip akmak,gözlerinde zamanı yakmak,yaşamak dört mevsimi seni sende
eski zamanın ağrısıyım yıllardır söylenen o türküde,sürgün yeni güne
bu en zorlu bir bekleyiş olsa da ölümüne, bu bekleyiş doğumadır sevgili senlerde
kulağına kar suyu kaçan balıkların
Kupa Dolmaya Devam Ediyor Hep..)
Bir aşka vuran güneş
Sensizliklerim
Kanar hep gecelerim
Akarsın karanlıkların içinde
Gün ışığını toplarken
Akşama doğan varlığınla
Aydınlanacak anlar
Ve ben gelişimle sen gidişinlesin
Duyuyor musun
Bir yerde bir şeyler atıyor
Geceye sıradağlardır gölgesinde uzanan
Uzak kalıyor resmin gözlerimin neminde
Çekip alamıyorum gülüşünü bakışından
Camın buğusu dağılmış odam buz kesmekte
Gelmiyorsun can gelemiyorsun cana
(insanı yaş yormuyor daha ne olsun ki, günün hay huyu işte zaman bir şekilde akıp geçiyor eksikler boşluklar var nede olsa, en çokta insanı o duman ediyor, bir de hani var ya şu deme gitsin,yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımız nasıl da vuruyor, bu güzellik senden yansıyor böyle içten böyle candan olman beni nasılda güzelliyor, bu durum coşkularımızın doruğunda, bir denize akma isteği,biliyoruz artık birbirimize dairleri.
canda can bilinen ihmale gelmez yüreğim, evet bu karşılıklı bir akış kesişme noktasında iki ışığız, iki yitik zamanda kaybolmayan,tamlanası olan,birbirine aktıkça çoğalan çağladıkça coşup kaynaşan. içinden geleni dök gitsin bu bir sevgi sağanağı birbirine akan yitiklerde bulunan, aç kalmış yılların çocuk yanımızla nasıl vurgun nasıl tutuk nasıl bir boşluk
kendi sarkacında bir kuyu indikçe iniyor bir ben sende bir olup bizde kayboluyor
seni izlemek ne kadar güzel geliyor bir ateş yanıyor zamanın ötesinde bu yürek o yüreği çekiyor,içimde bir kıpırtı tıkırtılar var,devriliyor karanlık uzaklarda ateş gibiyiz iki dağ yangını yüreğimiz,iki dağ ki volkanları ha patlayacak ha gök boşalacak bu hasretliğe
ayrılık ki ateşten gömlek giymişiz bu iki ayrı yakada iki ayrı zamanda varılır mı kavuşmaya.)
şiddeti ben yarattım
toprağı yarıp kazarken
attığım tohumla
şiddeti ben yarattım
bulutları birbirine vurup
Sus/kunun yangısında
Sustun/m
Çoğalma zamanında
Azaldın/m
Bu kaçışın/m mı
Sevmenin kayboluşunda..
(Senli bir gün uzatır tırnaklarını
Yokluğun acıtan narında
Kanarım
Kanı çekilmiş kan emici vampirler sokağında)
Kan kara kızıl keser şafaklarım
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız