Bilindiği üzere 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasa tasarısı, akıllara ziyan bir kararla Fransız Milli Meclisinin ardından Senatodan da geçti. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozynin desteğiyle gündeme gelen soykırımı inkâr yasa tasarısı, Türkiyenin son dakikaya kadar yaptığı sert uyarılara rağmen onaylandı. 343 üyeli Senatodaki oylamaya sadece 68 senatör katılırken, açık oy sistemi nedeniyle birçok senatör vekaletle uzaktan oy kullandı.
Teklifin yasalaşması halinde, Fransada Ermeni soykırımının varlığını inkâr etmek suç haline gelecek ve inkâr edenler 1 yıl hapis ve 45 bin Euro tazminat cezasıyla yargılanacak. Fransız kanunlarına göre, meclis ve senatoda 60 senatör ve milletvekili, tasarıya itiraz edip iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabiliyor. Umarız Fransa Anayasa Mahkemesi bu maksatlı ve hukuka aykırı sözde soykırımı inkar yasasını bozar da sağduyulu ve tarafsız hiçbir tarihçinin tasvip etmediği bu tarihi yanlıştan dönülmüş olur.
Sözde Ermeni soykırımı inkar yasasına destek veren Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy kimdir? Neden böyle bir girişimde bulunarak, tarihi gerçekleri olduğu gibi kabul etmeyerek, tarihi, tarihçilere değil de, siyasetçilere bırakmıştır? Bunun nedenlerini araştırdığımızda ilginç bilgilere ulaşıyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin kökeni, ortaçağda İspanyadan Osmanlıya sığınmış olan Sefarad Yahudilerine dayanmaktadır.
Bakamam gözlerine, tükenirim, eririm,
Canımı iste gülüm, düşünmeden veririm.
Sen olmazsan yanımda bir yanım yitik kalır,
Ayazlar vurur beni, yağmurlar seller alır,
Rüyalarda gördüğüm büyük aşklarım,
Masallardaki prenseslerim,
Geçmişim, geleceğim, bitmez tükenmez arzularım,
Gelmişini geçmişini ne yapayım şimdi,
Söyleyin bana, ne yapayım zamansız zamanın!
Kalpte tek kişiye yer olmalı,
Göz sadece ona bakmalı,
Yürek onun için atmalı,
Sizi bilmem ama, ben kokteyl sevmem,
Ağzımın tadı da, midem de bozulur,
Sevgi, sade olmalı,
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Bir şarkı söyleyelim hatıralara dalıp
Her şey Adem ile Havva’nın İblis’e uyup,
Yasaklı yiyeceği yemesiyle başladı,
O gün bu gündür aşk ateşine düşenler,
Cehennem azabını dünyada yaşıyorlar...
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Aylardan Ağustos, hava açık, güneşli,
İnsanın içine işliyor kavurucu bir sıcaklık.
Deniz masmavi, engin, yer yer dalgalı,
Üzerine kocaman desenli bir çarşaf örtülmüş,
Kadıköy meydanı, cenk meydanı gibi, ortalık karışık,
Erken saatlerde başlamış bir sağa bir sola koşuşturmacalar,
Ünlü Rus yazar Tolstoy, “ Çevremizde öyle şeyler vardır ki, onları olduğu gibi yazmak namus borcudur.” der. Bir yazar objektif ve tarafsız olmalı, yazılarında akıcı ve güven verici bir üslup kullanmalıdır. Her şeyden önce doğruları yazmalı, okuyucularına saygılı ve kibar olmalıdır.Şairleri yazarlardan ayıran önemli özellik, şairlerin daha hassas, duygusal ve biraz da bencil oluşlarıdır. Bencil oluşları diyorum, çünkü hassas olduklarından dolayı kolayca kırılabilirler.Yaşadıklarını dizelere dökerlerken içinde bulundukları durumu subjektif olarak şiirlerine yansıtırlar.Çünkü şiir yazmak, yazı yazmaktan farklıdır. Şiir yazmak duygu işidir. Şiir yazmak kolay gibi görünse de zor tarafları ve kuralları vardır. Nasıl ki bir ressam hayatı boyunca yüzlerce binlerce eser verdiği halde adı sanı duyulmamıştır. Bir başka ressam ise, yapmış olduğu bir tek resimden dolayı ünlü ressamlar arasındaki yerini almış olabilmektedir. Aynı durum şairler için de geçerlidir. Örneğin ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı’nın gazete ve mecmualarda sadece ama sadece iki şiirinin yayımlandığını, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen adından söz ettirip, yeni şiirlerinin beklendiğini ve yayınlanan iki şiirinden dolayı aranan ve özlenen bir şair olduğunu biliyor muydunuz? Yahya Kemal Beyatlı’yı yakından tanıyanlar onu birkaç ay görmediler mi şöyle sorarlarmış:
” Üstadım, tezgahta yeni bir şeyler var mı? “
Üstat çoğu zaman şöyle cevap verirmiş:
Gözlerimi şimdi kapasam,
Bir açsam yanında olsam,
Gönlünü çalsam sevgilin olsam,
Sevda ateşiyle yansam,
Tenini bir gül gibi koklasam,
Hiç soldurmasam.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!