Ali emmi babadan kalma,
Yıkık dökük kerpiç ev ile,
Bir çift sarı öküzü,
Ölü fiyatına sattı da gitti gurbete,
Ardından Ahmet’ler, Mehmet’ler,
Sıra sıra, dizi dizi,
Gözümün önüne gözlerin geliyor,
Vicdanımın askeri firar ediyor o an,
Muzaffer bir komutan edasıyla,
Birkaç dakikalığına da olsa,
Kaçamak bakışlarla yasağı delecek olmanın,
Tarifi imkansız sevinci var içimde,
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Küçüktüm o zamanlar, çocuktum.
Gök gürlese anama sığınır,
Koynuna girer, yatardım.
Nerdeyse asırlar geçti,
O sıcaklığı hiç kimsede bulamadım.
Dünyayı almışım karşıma,
Yoluma yedi başlı ejderha çıksa ne yazar?
Onunla aşk bir başkadır işte,
Ben onu bir başka sevdim,
Sorsanız adını, bilirim,
“BERLİN’DE HAKİMLER VAR “
* Memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz; onun müziğine kulak veriniz. Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer. Konfüçyus
Adalet deyince akla ilk gelen, herkesin hemen hemen bildiği bir deyim vardır: “Berlin’de hâkimler var! ..” Deyim nerden geliyor, hikayesine bakalım:
Prusya Kralı büyük Frederik, Postdam ormanlarında gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepenin yanındaki alçak bir tepe üstünde durur ve değirmeni satın alarak yerine bir saray yaptırmak ister. Fakat değirmenciyi bu satışa bir türlü razı edemez. Kral değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir meblağ ödemeyi teklif etse de Sans-Souci, “Olmaz! satılık değil bu değirmen.” der. Kral bu cevaba kızar ve “ Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun yoksa? ” diye sorunca, “ Biliyorum, biliyorum” der Sans- Souci, “Sen de benim bu değirmenin tapusu ile sahibi olduğumu bil.” diye cevabı yapıştırır.Kral iyice köpürür ve “ Zorla alırım o halde.Bakalım o zaman ne yapacaksın? ” der.Değirmenci bu söz üzerine hiç telaşa düşmeden: “Berlin’de hakimler var.” cevabını verir. Kral bu cevap üzerine ıslah ettiği mahkemelerin adaletine kendi aleyhinde de güvenildiğini anlar ve bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun daha altında olan tepeye sarayını diker ve adını da Sans-Souci Sarayı koyar.
Bir sen gülersin böyle sıcak sıcak,
Akarsın içime ılık ılık,
Halime gülme ne olur,
Sev beni, senin de aşkın olur.
Hep sana bakardım,
Hatır sorma bahanesiyle yanına gider,
Gizliden gizliye sana bakardım.
Yakalanana kadar, gözlerinin içine dalardım.
Yasaklı bir sevdaydı benimkisi,
Dokunmayı düşünmem bile yasaktı.
Tebessümü tatlı, bir bahar yeli,
Hoş, zarif, neşeli, mahirdir eli,
Harika ötesi, Çerkez güzeli,
Gönlümün sultanı, canımın içi.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!