Vecdi Murat Soydan Şiirleri - Şair Vecdi ...

Vecdi Murat Soydan


GİZLİ SEVDA

Sonu yok bu sevdanın, görünmüyor bir ışık,
Ben, uslanmayan deli, asi, çılgın bir aşık.
Mevzu bayağı derin, birazcık da karışık.

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

facebook


Hayat Bizimle Oyun Oynadı

Dört bir yanımız uçurumdu sanki.

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Gözlerinde hüznü gördüm,
Tebessümünde acıyı,
Merhametle karışık nefreti,
Ve içindeki dert yumağını.

Yüreğinle tezat kapkara alınyazını,

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Alacalı gök kubbe, göz kırpışan yıldızlar
Selam veriyor bana; diyor “ iyi sabahlar”
Rüzgar, yavaş teniyle okşuyorken yüzümü,
Saatler yaklaşıyor, doğuruyor gündüzü.

Sokaklarda lambalar sönerken teker teker

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986

- Üç gün, rüzgar gibidir -

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Ülkemizde özellikle son aylarda yaşanılan acı olaylar bizleri maalesef karamsar yaptı. Arabesk toplumu olduk, hem de en acılısından. Hatırlar mısınız bilmem, yıllar önce ben diyeyim 20, siz deyin 25 yıl önce, daha bilgisayar yeni yeni gümrük kapılarımızdan sınırlarımıza giriyordu ve bizler “ Bu bilgisayar, “robot” gibi bir şey mi ki? ne işe yarar, bir tuşa basınca dünya elimizin altındaymış” cinsinden söylemlerde bulunup, şaşkınlıklar içinde yaşarken ve de müzik piyasasında daha cd ler yokken radyolu teybimizin kasetçalarına kaset koyar müzik dinlerdik. Acılı Arabesk de onlardan biriydi. Kaset ambalajının içine eşantiyon cinsinden 30 gramlık poşetlerde kırmızı acı pul biber ile birlikte verildiği zaman, acılı arabeskin en acılı tarafını da bizzat tecrübe edinerek görmüş ve hatta tatmış da olduk. O meşhur ve reklamı acılı kasetten ben de almıştım çünkü. Şimdi verseler aynı şekilde, kendi kendime şu soruyu sorardım: “Acaba içindeki gerçekten kırmızı pul biber miydi? ” O zamanlar acaba biliniyor muydu kiremit tozu? Malumunuz, şimdi her şey bozuldu. Yazılı ve görsel basından öğrendiğime göre, adamlar kırmızı toz biberin içine kiremit tozlarını karıştırıyorlarmış. İnşaat sektörüne girsinler bari diyeceğim de, onların yapacakları inşaatlardan da bir hayır gelmez, başımıza yıkılır Allah korusun.

Bir husus daha var ki sizlerle paylaşmadan edemedim. Şu bizim meşhur baklavamız yok mu, hani şu düne kadar kanlı bıçaklı olduğumuz Yunan’lı komşularımızın da sahiplendiği meşhur baklavamız. Bu Yunan’lılar da alem millet doğrusu. Neyimize sahip çıkmadılar ki, Cacık, karnıyarık,lokum... Şimdi de, Türk izci köpeği Zağara sahip çıkmışlar. Neyse mevzu derin, biz dönelim konumuza.İşte benim uyanık bazı vatandaşım ne mi yapıyormuş söyleyeyim mi? “Haydi Söyle.” dediğinizi duyar gibiyim. İbrahim Tatlıses’in acılı ve yanık sesinden iyi giderdi şimdi bu şarkı. İbrahim Bey de kendi derdinde garibim. Gerçi kaşlarının arasından domdom kurşunu geçmedi ama, kafasına yediği kurşundan sonra bir gariplikler oldu, kendine gelir gelmez bastı nikahı. Çiçeği burnunda yeni evlilere mutluluklar dilemek düşer bize. Neyse konuyu dağıtmayayım, nerde kalmıştık? İşte uyanık bazı baklavacılar Antep fıstığının sanalını icat etmişler. Nasıl mı? Baklavanın içine Antep fıstığı yerine bezelye veya yeşile boyanmış yer fıstığı koyuyorlarmış. Renkleri de aynı. Baklavanın içine şeker yerine tatlandırıcı veya glikoz da koyuyorlarmış. Ondan ucuzmuş baklava.Yetkililer diyor ki, “Bir tepsi baklavada iki buçuk kilogram şeker yerine 50 kuruşluk aspartam kullanırsanız baklavanın maliyeti düşer, kilosu 5 liradan baklava alırsınız ve yapay tatlandırıcıyı da afiyetle yemiş olursunuz! ” Biz baklavadan önce ayvayı yemişiz de haberimiz yokmuş.

Ramazan bayramında anamın elini öpmeye Ankara’ya gittiğimde, bizzat şahit oldum. Adam dükkana kocaman bir yazıyla şunları yazmış: “ Bir tepsi baklava 25 TL” Gözlerime inanamadım, yahu bizde kilosu 25 TL’ye satılan baklavanın bir tepsisi burada nasıl bu fiyata olur? Baklavanın 1 kilosu 5 TL’ye geliyor. Bakkalda zaten şekerin kilosu nerdeyse bu fiyat. Almadım tabi. Daha ilanı okur okumaz, dedim ki: “Ulan şimdi şeytana uyarız da, alırız bir tepsi baklavayı, gelen misafirin önüne koyarız, akşama kadar yesinler dursunlar, nasılsa ucuz.”
Meşhur laftır, “Acı patlıcanı kırağı çalmaz” deyimi. Ne demekse? Açtım baktım deyimler sözlüğüne. “Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarıyla çıkarlar.”anlamına geliyormuş. Bizler nerede kullanıyoruz? Nerede olacak, erkeğiz ya, belden aşağı durumlarda öğünmek için sıkça kullanıyoruz. Hatırlayınız, basına da yansımıştı, AIDS’li olduğu doktor raporuyla kesinlik kazanan ve kısa ismi Nataşa olan ithal bir rus kadınıyla birlikte olan bizim en asil ve en kahraman karadenizli erkeğimiz pişkin pişkin tv kameralarına sırıtarak, “ acı patlıcanı kırağı çalmaz, bana bir şey olmaz” diyordu.

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

HÜZÜNLÜ PRENSES

Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellâl iken, pireler berber iken; eşek mühürdar, katır silahtar iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, yani çok ama çok eskiden, Kafdağı yamaçlarına kurulu bir memleket varmış. Adına da Rüyalar ülkesi deniliyormuş. Burada, dünyaya dair hiç bir şey konuşulmazmış. Çünkü, dünyanın meşakkatli olduğu, çileli olduğu bilinirmiş ve bunun içindir ki, rüyalar ülkesinde acılara, çilelere, mutsuzluklara yer verilmezmiş. Her şey tozpembe görülür, herkes mutlu bir şekilde yaşarmış.

Bu rüyalar ülkesinde, görenlerin gözlerinin kamaştığı, güzel mi güzel, tatlı mı tatlı, alımlı mı alımlı bir prenses yaşarmış. Güzelliği dillere destanmış. Bir gören, bir daha gözünü ondan ayıramaz, yanar tutuşurmuş. Bir yürürse, sanki bahar da peşinden yürürmüş. Güzelliği yedi düvele yayılmış. Prensesin ise kıskanç bir babası varmış. Kızını ne prensler ne krallar istemiş. Ama prenses, evlenmeyi düşünmüyormuş. Çünkü, mutluluğun zorla elde edilmeyeceğini biliyormuş. Gönlünün, ruhunun prensine bir gün, bir yerlerde mutlaka rastlayacağına inanıyor ve gelen taliplerini nazik bir dille geri çeviriyormuş.

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Ortadoğu yanıyor,
Yürekler kan ağlıyor.
Yetim bebelerin, dul kadınların,
Anaların bacıların, mazlumların, mağdurların feryatları yeri göğü inletiyor.

Nereye gitti Birleşmiş Milletler?

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Laf bana geldi, tam sırası
Karşındaki kaçın kurası
Sözün bittiği yer burası
Uğurlar ola güle güle

Bulmuşsun ya kafa dengini

Devamını Oku
Vecdi Murat Soydan

Bana bir şeyler söyle,
Neden susuyorsun?
Yüreğindeki o kutsal sözü dillendir,
Gözlerimin içine baka baka,
Ciğerimi yaka yaka,
Tut elllerinle beni yaka paça,

Devamını Oku