Kadın olanca çıplaklığıyla bulunduğu yerden kalktı, kan rengi dudaklarıyla elindeki resme bir buse kondurduktan sonra garsondan bir kibrit isteyip sigarasını yaktı
Renksiz bir akışkan
Ayrıntı resme damlayan kanda gizli
Mimar gerek ruha dokunmaya
Natürmort kara yazgı
Ne ölmesi, ölmekten bahseden kim?
Yanılgıya düşme ey dağlar
Minareler ağlamasın olur mu yaralara?
Kırma babasının can kuzusu İsmail’i
Sarsın seni ezandan artan kan sesleri
Yeni yetme tavırlar
Sanki karşında çocuk var
Kafanda türlü türlü oyunlar
Bu masalın sonunda seni kurt kapar
KUZEY GÜNEY
Bu şehri sevmiyorsun sen,
Arzulu öpüşlerin bile yok
Şehrin her sokağında,
Bir sığıntı gibi kaçıp git benden
Hayatımı geri ver
MUAMMA
Modaya uyup çekip gittin
Ask triplerine birden girdin
Bunca zaman seni nasıl çektim
Seni kurnaz, acımasız, hain…
L
Beklemek, hep seni beklemek
Uzak bir ülke gibi bir hüzün gibi
Gittin bir akşam, yaktık ormanı
Tek bir dalım bile kalmadan
Gül bahçeydi kalbim
Bir mecnuna döndü halim
Leylak kokusuydu hayalim
Gönül bahçesiyle geldim
Kalbim aşka bakar
Bilir misin, soğukkanlı insanlar iyilikten kırılabilir
Temizlenmiş sayabilir, timsah görmüş güven
Siyasi iktidar, gerekli olabilir ara aşklara
Arka dişler, arka sokaklarda his oluşturabilir
Bir tabak kurabiye ile geldim odanıza
Gürültü iç içe geçmiş buzdağı gibiydi
Aramızda oluşan kocaman bir buzdağı
Oda anlamsız bir kalabalığı temsil ediyordu
Bir uçtan bir diğer uca anlamsız insan sesleri
Bir el gerek tüm olup biten
Alıp götüren, sonra kara duygular ışığında kemiren bedenime
Soluğu kesik rüyalar
Yüzler yağmur altında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!