Vaner Kayaçelebi Şiirleri - Şair Vaner K ...

Vaner Kayaçelebi

Gözlerim kapalı olduğu zaman göre biliyorum hezeyan fikrimi. Bildiğim hiçbir şey yok aslında. Ne de çok inanmıştım hiçbir şey bilmediğime. Bir atletik karınca çıkıyor ve bana diyor ki; bir pinokyonun sabit alın yazını yüklenmek kadar kanatıcıdır gerçekler... Anlam veremiyorum hiçbir şeye. Anlam kabahatli çıkıyor. Bir gün olur da sabitlenmekten korkarsam bulunduğum şehre, yanıma alacaklarımla yok edeceğim bulunduğum şehri. Bir arkamdan bakanlar kalacak. Bir de arkamda bırakmadıklarım yanımda olacak.

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Aynıyız sen ve ben iki gölgenin en tuhaf dramı
Yakınına gelsem elimi uzatsam sarılır mıydın?
Şeker kokardı yanakların
En çok da elma şekerini severdim
Terk ederdin geçmişe ait tüm kalıntıları
Onlar fosil kokardı yakarlardı içten içe kemirilen yaralarını

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

İltihaplı ilişkiler bütünüydü aşkı simgeleştirdiğim otokontrolsüz bütünlüğüm
Aşk virüsü saçıyorum evrensiz aşklarımın âşıklarına
İlişkilerimde ruhlar âlemini gezmek, meyve suları ile eşdeğer âlemdeydi
İç dünyam; renkler cümbüşünde yüzbaşı, daldan dala koşan cinsiyetsiz din adamlarıydı…
Çilek tarlalarım vardı
Organlarım ışık saçıyordu

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Nefes almakta zorlanan bir gözyaşı busesi birikti yanağında. Dokunmaya dokunamayacağım bir defne yaprağı… Zorlanıyorum. Zorlandığımı bile anlamayacağım zorluk olsa gerek bu. Neden bir insan bir şehirde boğulur ve neden insan sevdiğinin kollarında görmez kendi alın yazısını, bilemedim. Zorluk olsa gerek bu. Tanımlayamayacağım o kadar çok gözyaşı aksanı var ki! Yanlış anlaşılmanın aksanı yokmuş, bunu anladım. Gözlerindeki sevgiyi her görüşümde, sanki harflerin dengesini yitirmiş bir alfabetik sıralama olarak geliyorum sana. Dokunamıyorum. Hissedemiyorum. Anlayamıyorum. Aslında seni değil, kendimdeki yalnızlığın adını bulamıyorum. Baktığımız her şey bizi bu kadar mı yansıtır! Yatağımdaki kokun bu kadar mı tanıdık gelir nihavent hüznüme! Bu yüzden incitiyorum, bu yüzden inciniyorum, bu yüzden dile getiremiyorum. Aşkın adı yoktur. Adın hüznü çoktur. “İnsan sevdiğini incitir mi” demiştin? Bak ben seni incitiyorum, yaralıyorum, kanatıyorum. Seni senden alıp bilmediğin semtlerin kaderlerine teslim ediyorum. Cihangir, Taksim, Bağdat Caddesi, hepsinde biraz sen var. Bitki çaylarını içerken, İstanbul’un tarihi dokunuşlarıyla iner her yudum dudaklarından boğazına. İşte tam da o anda teninin temasıyla dudaklarını öpüyor, vücuduna dokunuyorum. Ah benim dünyayı şimşek yapıp önüme sermeye çalışan sevgilim! O kocaman gözlerinden anlıyorum kıskançlığı. Kocaman gözlerin sevgini ele veriyor. Sevgimi dile getiremeyecek kadar mı küçük bakıyorum sana? Ya da anlayamadığım sürece tahripkâr? Büyülü bir savaş bu… Saplantılarımı yenemedim. Alışkanlıklarımı yenemedim. “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” der, Mevlana. Ben, olduğum gibi geldikçe seni kanatıyorum. Çıkıp sokaklara elimde bir neşter, sağa sola gelişi güzel vücuduma sallıyorum. Her bir kanayış sen oluyorsun. Her bir acı seni bana çalıyor. Kanlar içinde yerde yatarken göz göze geliyoruz. Gözlerimi senden alamıyorum, gözlerin beni senden almama engel oluyor.

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Eski arayışlar
Eski fotoğraflar
Birbirinden kopuk ıslak savruluşlar
Zemheri kana dönen acımasız devinimden uzak fotoğraflar
Kimisi hodbin
Kimisi normik

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Gözyaşı damarlarımı kuruttuktan sonra biriktirdiğim peçeteler işe yaramadı… Gölgesinde kaldı tüm olup bitenler… Yanılsama mı? Hezeyan mı? Ya da gölgeli bir düşünce paniğimi olsa gerek olanlar. Çok konuştuk seninle hayat üzerine. Hayatın anları mı bizi birbirine yakınlaştırdı, o da bilinemez. Şimdi seninle bir deniz kenarında oturup konuştuklarımızı teğet geçiyorum. Yaşamı mı bir çöplüğe attım. Geride kalan her şeyi; aşkı, özlemi, aldatmayı, bedenleri, bedenimi, sevgiyi, gözyaşını, hiçleştirdiğim tüm kabahatleri… Çöplük dolup taştı. Nasıl da biriktirmişim onca şeyi. Şimdi seni ve kendimi çok iyi anlıyorum. En çok da seni… Hayır hayır en çok da kendimi…

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Bir akşamüstüydü kapalı mahzene yerleştiğim gün
Işıklar söndü
Bilmediğim yüzlerce ses
Kulaklarım seslerin anlamlarını yitirmeye başladı
Zihnim…
Zihnime engel olamıyordum

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Oysa görünenin görünmeyen kısmıyla gelmiştim yanına
Valizimde birkaç satır ilham, birkaç kutsal kitap ve diş macunu vardı
Bilir misin yarım kalan yüzümle yanaşıyorum olup bitenlere
Huzurlu, yorgun, zaaflı
Katlanabildiğim sürece yakınım bu kente
Sıska kalbi delik deşik

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Çok korkuyorum anne
Yağmur neden korkusuzca yağıyor?
Gökyüzü peki niçin böyle acımasız?
Sığınabileceğim odam var mı peki?
Uzayda yer kalmadı
Bu dünya sahiden bir oyun mu?

Devamını Oku
Vaner Kayaçelebi

Yüzünde açan unutkanlık tarih kokuyor
Tarihinin gizli yalnızlığında uçuruma bakan birkaç unutkanlık
Aslında bunları çetrefil bir hezeyanla sunuyor
Zifiri bulantılar satan selpakçı çocuk ve ortalıkta kaynayan muhafazakârlar
İnsan kırıntısı ve müspette gülüş
Her bir yan

Devamını Oku