Uzun zaman oldu kendime yönelmeyeli. İç sesim savaş halinde. Kendi drama mı yaratıp bir gelgit oluşturmaya çalıyorum. Sesimi dinliyorum. Milyonlarca çığlık sesimin içinde. Eskiyi anarken ne kadar da derinlerde bir yerde biriktirmişim kim bilir travmaları mı. Uykusuz kaldığım gecelerde karanlığa bir boşluk yaratırdım. Bilmediğim şehirlerde bilmediğim kahramanlar ile savaşıp dururdum. Yeni yerleri hazmedemiyor benliğim. Yeni yerlerde eskilerden bir nevi farksız. Sıcağa dayanamıyorum. Güneş bedeni kavuruyor. Güneşin altında sanki benliğim bir cehennemde bende zebaniyi arıyorum. Serin mi serin esen meltem rüzgarı ruhumu sarmalı. Deniz kenarında orman. Kimsenin hayalini kuramadıgı yer. Hayal bile artık pahalıya mal oluyor
Koyu bir eflatunun bilinmeyen bir kışıydı
Kente uzun süren sevdadan sonra yağmur yağmıştı
Gözleri nemli insanoğlu haykırdı; “Yağmurdan ev yapılmaz!” diye.
Metafor bir gülüşle haykır doğaya, çık içindeki gömütten
Bırak Kant’ı, Aristo’yu bırak Salo’yu
Aşkın parmaklıklarında
Kendinden kaçarken
Tutkularına sarılmayı öğren
Bu aşka dâhil ol
Kızgınsın çekemem
Anlayışsız hallerine gelemem
Dengelerin sarsılmış
Bu aşka yönünü şaşırmış
İlişkimiz bır oyun
Sensiz geceler
Seni heceler
Geçici ümitler
Aşkı zedeler
Hep yarım kaldım
Yeter artık yoruldum
Saçma sapan tripler
Paranoyak kaprisler
Üstüme gelme artık
Bir yerden sonra patlarım
Ee yani bende insanım
Sevmek inanmaktır
Mücadele etmektir de
Aşk anahtarını
Doğru kalpte açmaktır
Beni yorma, soru sorma
Her zaman alttan alan
Yanlışları görmezden gelen
Her dediğine boyun eğen
Sürekli görmezden gelen kimdi?
Kalbimde bir tebessüm
Ümitler hayallerde
Yağmur damlası
Kış kıyamet
Kim bilir kaç hikâyede
Darılmıştım ben sana kırmaz olsaydın (olaydın)
Hiç bir sevgi beni geri getirmez
Kırdın geçirdin, yıktın inlettin
Bir kara yazgıya ittim kendimi, bittim tükendim
Olduğun gibi gel bana, kendin ol bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!