Canımı yakan insanları incitmek benim suçum değil…
Sensiz geceler
Seni heceler
Geçici ümitler
Aşkı zedeler
Hep yarım kaldım
Biliyorum gelmeyeceğim
Bilinmez bir kış
Issız tren sesleri
Elimde bir tutam kaktüs gülleri
Yüzümde İzmir’in dokunaklı sevişmeleri
Terk edip gitti gözlerin, bakmıyor yüzüme
Biriktirdiğin anlık nevrotik çıkarımlarla bir yerden diğer bir yere sürükleniyorsun
Hayırsız bir tay, okşuyor saçlarını
Hayrın nal sesleri sevişiyor gardiyan ruhumda
Biz birbirimizden biteli çok oldu
Gel, kaoslarımız biçimlenmeli biz bütünlerde
Gel, kaoslarımız ayrılmalı tekillerimizde
Gel, kaoslarım bana sahip cıktı
Sen, sen olmayı tasarlayarak bedenimin dehlizlerine inemedin
Parçalara ayrılsaydın ve ruhumu takip edebilseydin sende ki bütünler parçalardı elimde ki yitirilmiş son yalnızlığımı!
Bulutla dans etmek kadar doğal süreç…
Sürece akşamdan kalma gövde ve gövdenin bitip giden yaşam kırıntıları sıkıştı. Merkezkaç kuvvetini bana itme adamım! Yaşamın hangi noktada dengesini yitireceği hiç belli olmaz
Yanaş yanıma
Yaşam savaşı açtım gözlerine
Tanımıyorum bak artık seni
Kendini anlamaya çalışan yitik noktalarda yok.
Sorgulanacak o kadar çok bahane var ki! Sen en uç noktada tırmalarken gerekli ihtimalleri, uzak yüzünle baktın… Sonra arkanı dönüp gittin… Ben de bir barın en üst katında saydam bahaneler sundum sana…
Bir fincan çay kadar keyifli
Yunan’ın hazzı tekâmül
Nietzsche buyurdu ve ekledi: “İnsan kirli bir nehirdir.”
Yunan’ı düşündü bir an. Eski Yunan’da polis düzenini…
Birden köle oluverdi
Sonra ruhunu demokratik yönetimden, evrensel yönetime kaydırdı
Kaldırımlarda yürüdüm
Kaldırımlarda yürüdüm
Kaldırımlarda yürüdüm…
Bir masal kahramanı bedenimde sevişti
Bir masal kahramanı bedenimden firar etti
Dünyaya gözlerimi açtığım gibi
seni buldum yanımda
saçlarıma her dokunuşun nehir de yıkanmak gibiydi
Oysa bir nehirde iki defa yıkanılmiyor
biz bu aşkta yüzlerce kez yıkanmadık mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!