hilkatten uzağım mücrime yakın
ne ölüyüm ne diri halime bakın
şafağa yakınken kapanmış kapım
ne siyahım ne beyaz halime bakın
haziran sabahı bir kadın
seni her şeyden uzakta
gün ışığı hiç düşmemiş düşlerde sevdi
arnavut kaldırımlarında soyulurken
yeşil kundurasının cazibesi
oyarak çıkarttı mevsimden
Söküldükçe sökülür
Yüreğime diktiğim onca sevgi
Paramparça olsalarda
Geceden keder çeken ağlarımı yamarım
Bazen bir yıldız takılır çırılçıplak
Maviden yorgun ışıklarda
iki kirpik arasında büyüttüm seni
iki kirpik arasında yaşattım
ne zaman öpmek istesem gözlerinden
iki kirpik arasında kökleri damlalarda
Küskün şiirlerle gel,
Yenilmişliğin kokusunu dağıtsın rüzgar
Cemre düşsün ölmüş yanımıza,
Kesilen başımız ışkın versin, dal versin.
Adetten gülümsemede kalsın mazi
Denize yazılmış bir mektup gibi..
Gün küsmüş sevdanın gülşen bağrına
Bir açık mezarın tam başındayım
Ayak uçlarıma dek gelmiş karanlık
Akşamla gecenin kavşağındayım
Bülbüller vuruldu güller ağladı
İlk Kez Haziran Ağladım
İlk kez Haziran ağladım
Sarnıçlar kucaklarında gözyaşı taşırken
Bin yıllık şehirlerden
Ekosu yitik arenada
Kaygılarım umutlarla örtüşmez
Cellattın önündeyken boynum
Birden yüreğimden bir cesaret yekinir
Alkîş tutar mücrim yanım
Tomurcuklanmış yine gözlerin
Bu yağmurlara inanıp sakın açma gülüm
Bu yağmurlar ki yorgunluğun teridir
Umutsuz bir duaya
Kadınlar erkeklerden önce büyür
Önce büyür elleri
Ônce konuşur,
Önce yürürler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!