Yarınlardan utanan kaygılar,
Köpüğüne karışmış denizlerin.
Ne kadar günah varsa öpün alnından,
Yeter ki yüreğiniz terlemesin.
Afiyeti kör abraş sabahlardan.
Yüreğimi beyaza boyadım
En ufak leke görünsün diye
Bahara bakıpta,güze ağladım
Ab-ı çeşmın nedeni sorulsun diye
Turnayı sularda çimerken gördüm
Misaller şekillenir,ekşimiş suretlerde.
Denizin yüzünü ısırır martılar.
Bir kontrbası alır bacaklarının arasına rüzgar,
Alkışlar savrulurken,
Çıplak bedeninden utanır kavaklar .
Bir avuç baharla gelsem kapına
Çalmaya korkarım elimde değil
Filiz verse yine kapanmaz yaram
Susturup boğarım elimde değil
Ateş düşmüş gibi yeşil bağıma
Kalbimde arama eski yerini
Gidenin masadan kalkar kadehi
Hatıralar tozlanır hasret alışır
Kapanmış bir yaradır eski sevgili
Tutulan dilekler çocukça gelir
Giderken son bir kez gözlerime, bakta gül,
Bir gülüşün kalsın aklımda, bir de Eylül,
Düşlerin kıyısından dönerken gönül,
Bir gülüşün kalsın aklımda, bir de Eylül
Umut etmem gülüşünden, bunu böyle bil,
Bir anda dünyayı önüme sersen
Denizin topraktan farkı nedir ki ?
Gerdanım emsalsiz taşla süslesen
Zümrüdün yakuttan farkı nedir ki?
Ateşin sabırda söndüğü anda
Fecrin Gözyaşları
Muştudur ağlamak, ilk nefese,
Günün yarısında saklıdır gece.
Yakub'un yarası, kendi nefsine,
Yusuf'u sevmekti, sevildi diye.
Firuze, yalanından sürülünce insan
Kanlı gibi peşindedir dilinde ki aşk bestesi
Sürmeden dudaklarına beni
Hatırla!
Bir anahtar gibi,
Arkasına sığındığım akşamlarda
Ezber geçerdi yüreğim sevdaları
Teslimiyetini izlerdim,günün kıyılarda
Bir tek sararan fotoğraflar mı?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!