Ulvi Koçu Şiirleri - Şair Ulvi Koçu

Ulvi Koçu

sesin avutur yorgun savaşçıları...
koyaklarda çırpınan bağrışlar
sır sırta vermiş kayalar...
vururmu dağlar çakalları?
sağ bırakırmı çatışmalar?

Devamını Oku
Ulvi Koçu

uzandı, çarşafı serilmemiş bir döşeğe
çıkarmadı üstündekileri
yorulmuştu, uyumak istedi, olmadı
dışarısı soğuk, çok soğuk
şeker olsaydı, daha çok içerdi;
sıcak demli çayı...

Devamını Oku
Ulvi Koçu

güzel kağıt,
canım kağıt
annem gibi severim seni
yokluğumla bir başına,
tek şahit sensin, bilirim
ne güzel dostsun öyle,

Devamını Oku
Ulvi Koçu

İstanbul'a gelişlerinin ilk yılıydı. burada yeni okuluna kayıt yaptırmıştı. doğduğu yer Mardin'den sonra ilk defa başka bir şehirden arkadasları olmuştu. ısınamamıştı onlara. biliyordu, iyi çocuklardı ama ayak uydurmaıyordu bir türlü. ne de olsa yabancıydı bu şehre...

okula gittiğinde parası yoktu. evden vermezlerdi. daha doğrusu veremezdiler desek daha doğru olur. çünkü işsizdi babası. köyde artırdıkları bir kaç kuruşla idare ediyorlardı sadece...

o gün Atatürk'ün ölüm yıldönümüydü. okulda tören yapılacaktı. arkadaşları ile beraber sıraya girmişti. törenin yarısı tamamlanmıştı ki öğrencilere bir süre izin verildi. herkes dinlenmek için sıradan ayrıldı. ayrılanların hemen hemen hepsi bakkala ya da tatlıcıya doğru koşuyorlardı. bir o kaldı okul bahçesinde. yaşı sekiz... para vermemişlerdi evden. aslında evinde kumbarası vardı. ama izinsiz acmazdı, açamazdı. sınıf arkadaşları bakkaldan otuz bine macun şeklinde çikolatalar alıyorlardı. çünkü o zamanlar meshurdu macunlu çikolatalar. her çocuğun vazgeçilmeziydi...

Devamını Oku
Ulvi Koçu

sokak aralarında bir kuş oldu bu gece
kimsenin haberi bile olmadı
yağmur yağıyordu
dışarısı sessiz,
dışarısı korkak;
bir kuş ölüsüne sahip çıkacak cesaretten yoksun...

Devamını Oku
Ulvi Koçu

haykırınca şiirleri,
onurlu yiğitler;
kaçırşırdı yeryüzünün
faşist itleri...

slogandı silahları

Devamını Oku
Ulvi Koçu

imgelerini kaybetmiş cümleler gibi, bir başına dolaşıyoruz bozuk asfaltlarda. yüreğimize çizdiğimiz resimleri arıyor gözlerimiz. ve durmadan uzaklaştığımız dünlere ağıtlar yakıyoruz. kime ne diyeceğimizi bilmeden, cevap bulamadığımız sorularla tutsak ediyoruz bilincimizi...

şehirlerin en olmazında, en harabesinde yaşıyoruz. camlarımız naylonlarla kaplı, sobamız sekiz sayfalık gazete kağıdıyla yanmakta. hiç bıkmamışız yinede direnmekten, ve savaşçılara umutlar bağlamaktan.

şiirlere muhtac halklarla beraber, merkezndeyiz durmadan biten başlayan savaşların,kavgaların. kilometrelerin hesabı, bitmek bilmeyen matematik problemleri gibi; ne kalem, ne silgi fayda ediyor ne de hesap makinaları...

Devamını Oku
Ulvi Koçu

Öğrenemiyoruz bulmayı…
Çoğu kez kayıp gidenleri şikayet ederken tarihe, arayıp bulduklarımızı görmezden geliyoruz. Birer umut türküsü olan ömrümüz çalkantılarla savaşırken, esirliğe yeniliyoruz ara ara…
Çıkıyoruz umulmadık basamakları.
Geriye dönüp bakacak direncimizin olmadığını biliyoruz.
Nerden ve nasıl geleceğini kestiremediğimiz ölümü bekliyoruz.
Biraz alaycı ölümlerle dalgalar geçiyoruz.

Devamını Oku
Ulvi Koçu

sözünün üstünde bir sitem vardı
okuyup yazan ama insan olamayana düşman
vilayeti karadeniz ile, iç anadolu sınırında
kendini koyvermiş sürgüne
ve yaşının çok üstünde gidiyor zaman...

Devamını Oku
Ulvi Koçu

sen aydınlık yüzüsün köylerin
sen el değmemiş küçük çocuk
sen büyük görkemli dağlara sığınıp
göklere karışan
Anadolu da bir köy bacası...

Devamını Oku