Süzüp gözlerini;
Gözyaşı çeşmesine,
Bakıyordu.
Silina ağır aksak;
Yürüyen.
Yürekten,yalın seven.
Bir düştü
Belki bütün gördüklerimiz.
Biz uzak yamaçların
Haylaz çocuklarıyız.
Adımızı çağıran
Herkese doğru
Sonsuz bir okyanusta;
Boşuna mı?
Kürek çektik.
Nuh’un gemisinden;
Hiç inmedik mi?
Belki de:
Gümüş savatlarıyla,
Dört nala koşuyordu zaman.
Ansızın atlının savatlarından,
Parladı güneş;
Gözlerime aktı huzme huzme.
Sanki ovaya yayılmış gibiydi;
Yüreğimin kıyılarında,
Aradım seni boşuna.
Duyuyor musun yüreğimden,
Sana sesleneni.
Yüreğimin kuytusundan;
Beynimin tümseğine yollar açtım.
Nefes nefese omurumuzde
Yolunuyordu gunlerimiz
Ve soluyordu gullerimiz
Acilamadan gonul penceremiz...
Ah Istanbul
Çakırcalıydım
Nazilli dağlarında vurdular anam...
Fakirinin fukaranın efesi vurulurmu
Hiç hakkın kurşunu
Efeyi bulurmu buldu...
Nedir ölümün sebebi?
Kohrolası zülüm mü?
Yoksa ömürlerini,
Mahkümiyet gibi geçirip,
Cenneti ölümde arayan bizler mi?
Bozkırlarımızda su yerine,
Yaşar beş aylık
Adaparından bir bebek
Mosmor yüzünde
İki damla yaş gibi
Küçücük gözleri.
Nefesini yarım alıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!