Yıllardır senin uğultunu dinledim;
Ey nehir!
Şimdi uğultunu duymuyorum.
Bu sefer boğduğun benim.
Ve sen büyük bir deniz olmuşsun;
Ben seni dinlerken,
İpleri kalın ve sıkı sıkıya bağlı.
Beynindeki damarlar kılcallara ayrıldıkça,
Büyüyordu sorun yumağı.
Sorunlar yumağını koyuyor yastığa,
Ve başlıyor örmeye hayellerle kazağını.
Yok bir nefes
Alışılmış bir mutsuzluk
Yada asabi bir havanın
Kışkırtıcı etkisi.
Yıl 2006 aylardan ekim
Kıvır kıvırdı,
Up uzundu saçların.
Tırmanırken gözlerine,
Saçlarının kıvrımında kaybettim;
Umutlarımın en güzellerini.
Bak baş ucunda duruyorum,
Sevdimi birini
Yoksa o hep kendinimi sevdi
Yikilan koca bir ulkeydi icinde
Surlarin yalnizligini duydu yureginde
Kendi icine akinlar yapan
Barbar bir askerdi simdi...
Korkuyla doluydu bedeni,
Nedense karanlık çökünce;
Korku kuşatıyordu onu.
Çocukluğunun oyunlarını hatırladı,
Köyünün tarlalarını
Babasının klamlarını.
Damla damla;
Yağıyorsun bedenime.
Ve ben;
Bu yağmurlu havalarda,
Daha bir seviyorum seni.
Açıp bağrımı;
Unutulmuş,
Bir İzmir akşamı.
Yanılıp da unutulmuş.
Karanlıkta ışığı arayanlar,
Yan yana yürüyenler.
Soluk bir akşamda,
Orman kuytuluklarında;
Zamana öykünen.
Duyuyormusun fısıltılarını;
Rüzgarın gölgesinin.
Kozalaklarınla umudu taşıyorsan;
Aynalardan,
Kaçıncı yansıyışım.
Kaçıncı kez,
Sanaldan kaçışım.
Şimdi bin parça suratım;
Sanal da binlerceyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!