Bir kelebek kısacık ömründe nasıl doğanın güzelliğine adamışsa kendini, insanda düşüncenin sonsuz tabiatında bulur kendi doğasının güzelliğini.
Varlığın ve kaybolmuşluğun izlerinde
öyle bir beldeyiz ki.
Beden bir sürur içinde,
düşünceler hissettikçe şuurdur salisede.
Öyle geçiyor ki an.
Sanki sonsuzluğa bir başlangıç yaşanılan.
Aşk , yaprağın görünen serinliğinde değil,
yaprağın özünde ıslanan tomurcukta saklıdır.
Bir çiçek bazen kendi kokusunu değil,
sizin duyuşunuzu yine size bırakır.
Tüm karanlıkların şahidi 'ay'dır.
Karanlıklar aydınlığa ulaştığında güneş başka doğacaktır..
Aşk, kendi topraklarından yaşama aşkla dirilmektir.
O noktada hani ölüdür ya sözde toprak.
O noktada özde diriliş vardır.
Kendi varlığına ve topraklarına can katabilmektir asıl yaşamak.
Yalnızlığıma yalnız aşkı ekledim.
En eski şaraptan bir yudum içtim.
En eski ben, aşkla yenilendim.
Aşkta bir öğe olmak için, önce öğüt almak ve öğrenmeliydi.
Öğrendim ki; Aşk olmak için önce öğütülmek gerekliydi.
Biz hayatı uzak yaşadık, aşka yakın.
Biz aşkla yakın yaşadık hayata uzak.
Bedenimiz hayata yakın, bir okadar uzak.
Ruhumuz aşka yakın, bir okadar uzak.
Beden bizden uzak bir okadar yakın.
Dokunuşlar bir okadar uzak,yüreğimiz o kadar yakın.
Bir iz ve belirtisiz bir işarettedir en güzel söz.
Duymadan,duyumsamak gibi sözsüz ve kelimesiz.
Sessizce bilinen anlaşılmanın en sesli duyuşudur hitapsız.
Gökyüzü bir durağan içinde bir o kadar dur duraksız.
Ne baktığın an, ne yaşadığın zaman, hudutları arşınlamaktı anlayarak yaşamak.
Zamanı özgürlüğe aydınlatan gerçekliğin ansız duyuşlarındadır.
https://www.instagram.com/p/Cs1Rsphofri/?utm_source=ig_web_button_share_sheet&igshid=MzRlODBiNWFlZA==