(zat-i malum)
çaksınlar seni çayıra
döne döne otla
yedip çeksinler yalağa
ürke ürke yudumla
senin başında salkım söğütler
yüzünde gelincik çiçeği
gözlerin menekşe
benim başımda şaşkın yeller
yüzümde kaktüs çiçeği
iki erik ağacıydılar bir evin bahçesinde
birisi kuzeydeydi birisi güneyde
kuzeydeki kandı aş çalan kadınlara
güneydeki candı can can çocuklara
yaşıyorlardı yıllardır
şehir denen güneşsizlikte
başkasına benzemem demiştin
kendine hasımdır ben
sen de öylesin ki
bu yüzden sevdim seni
bile bile
sakın ha korkma
geçip gitti yaz
serap misali
çattı güz
sarardık biz de
tütün misali
doğasına gelmiştim bu köyün
doğallığına
dağına taşına toprağına
otuna ağacına kuşuna
havasına gelmiştim
yağmuruna karına rüzgarına
dünyanın zengini varsa
fakiri de olacaktır
zengin tok yaşıyorsa
fakir aç dolaşacaktır
kim dedi böyle olsun
sertim biraz, kesilmem kolay
çeliktendir iskeletim devrilmem kolay
bileklerim bilek ister bükmeye
kolay bükülmem
güç ister kuvvet ister
yürek ister en başında
gidersen kıra bayıra
gezmeye dolaşmaya
buluta rüzgara söversen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!