seninle çok bakıştık
tutkuyla gülümseyerek
el ele çok dolaştık
öpüştük
koklaştık
kaç kere
gelmişlerdi
on iki eylül sabahı
horozlar öterken
askerle
top ve tüfekle
devirmişlerdi dirayetsizleri
işte gece oldu yine
yat vakti
oysa hiç uykum yok
ama başka çare de yok
ister istemez gideceğim
döşeğim serili
ne kadar doğada yaşasak da
Robinson değiliz
vida lazım cıvata lazım
aç da yaşanmaz
gıda lazım
taş devrinde değiliz
arkamızda dere
önümüz pınar
uzun uzun kızılağaçlar
ve ötüşen kuşlar
bura Istırga oğul
“Çentik derenin beri düzünde karşılaşıyoruz onunla. Koruköy’de bir yerde…”
bir tümseğe oturuyoruz
birer de cigara telliyoruz
hacı ve ben
üç köpek de karşımızda
anamdın öncelikle
doğurdun beni
getirdin dünyaya
emzirdin memenden
içirdin şişeden
ninniler söyledin
insan kaç kere sever hayatta
kaç kere aşık olur
etiği birdir
hadi yanlış birisiydi ilki
diyelim ki iki
bilemedin üç
Bizdik biz, kendimiz/kimse değil
Fakirdik hep, zengin hiç değil
Değişmedik bir gün bile/eğilmedik
Döneklik mi/bu mümkün değil
İşçiydik, emekçiydik
koşuyor
zıplıyor
oynuyor
gözleri fıldır fıldır
fırlayıp üstüme sıçrıyor
ne olsun ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!