-Taş, kaybol gözden. / Taş, sen yoksun yüreğimde-
*
İşâret TAŞlarını dike dike KAYBOLdun GÖZDEN,
Sen varlığını yoktan yola çıkardığın halde,
Hâlden hâle izledim diktiğin işâret TAŞlarını
Tekâmülünde bir sokak, kapandı içine.
Çıkmaz oldu.
Çıkamadı, kendi dahi içinden.
Çok yıllıklı bir sokak, adsızlığı sevmişti daha çok.
İlk ad verdiler.
Tekâmülü sayılmadı,
İnsanları sessizce sevdim.
Döngülerini.
Girdaplarını.
Aşklarını sevdim.
Kaç sevda,
Kaç ihanet,
-Sana dilediğince hayat diledim, tutmayacağını bile bile-
İnsanın;
Nice dileğine tanığım dedi dilek taşı,
Adak taşı tarihine iç çekti.
Taş sokaklarda büyüdüm,
Eve giden yolumdu...
Taşın taşıdığı bendim,
Kalbimin taşıdığı da ben olduğumu fark ettim.
Taşın taşıdığı ağırlıkça, kalbim de taşıdı nice ağırlığı.
Sevmediğin dünyanda aramasam,
Bulamam ki seni...
Kaybettiğim kilim nakışlı çocukluğum,
Dil bağı ile bağlı ilk gençliğim,
İhtiyarlayan anılarım,
Her şey hiçbir şeye benzemez iken,
hiçbir şey her şeye benzedi.
Umut beş benzemezle blöf yaptı da,
full yaşam pas geçti.
-Gel seninle gün aymadan, yine güneşin kızıl saçlarını örelim-
Anlamlı anlar dünün başköşesinde,
Anılar ile sarmaş dolaş,
Dondurulmuş zamanın
Sırlı pırıltıları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!