Nazenin elinden nice bildirdin
Aştım mı diz boyu, haddimi felek
Neden yedi göbek, aşka yeldirdin
İnkar mı edeyim, ceddimi felek
Böyledir tabımız ebed ve ezel
ekim sonunda hani
güz kızılı çınar yaprakları düşer ya dere kenarına
hani kırağı düşer ya üstüne bembeyaz
yeşerir ya o yaprağın altında çimenler
benim gönlüm o çimendir işte sana
savrulursan ilk karda yanar
bütün bulutlarını tanırım bu şehrin
hepsi mevsim sarhoşu
baksana kuş telaşı var damlalarda
çisil adım düşüyor yağmur
baktım ki en beyaz sen gülüyorsun
yağmurların ardına düşürdüm çocukluğumu
şimdi bir yıldırım tutuşacak
iyi bak
elimde gazoz kapağı
gözlerim çakmak çakmak
Bitmemiş şiirler dilimde tutsak
İnfazını bekler, sözüm tükenir
Ne zaman şiirden aşktan konuşsak
Göyünür yüreğim özüm tükenir
Ahvalim perişan mutluyum sanma
Söz imiş meğer en derin yara
Düşmanın attığı oktan bilirdim
Gönül aynasından bakıp kullara
Cümleyi suret-i haktan bilirdim
Ne gün içre ayık ne sarhoşum düşte
hani ahlat ağaçları çiçeklenir ya, yabanda
hani çiy düşer ya, yaprağına şafak vakti
hani gerdanı cennet moru bir dağ güvercini konar ya, dalına
hani nişan alır ya, avcı
hani kıyamaz ya, edasına
çeker ya, elini tetikten
Kilit vurun, kapısına kodesin
Suçu büyük, cezasını ödesin
Bir dili var şu gönlümün şiirce
Çiçek çiçek gezmek neymiş o desin
Cemre ile şaşar yönü, tarafı
Kanat taktım kelimeye
Bu ne sivri dil dediler
Aşk atına bindim diye
Sen yerini bil dediler
Muhabbetin ülkesine
Dedim yüzün nice aktır,
dedi aydandır
Dedim köz mü, ne yanaktır,
dedi çaydandır
Dedim cennet müstehaktır
dedi Hayy’dandır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!