bele beni anne, kundakla götür
bu yağmur, bu kar, bu fırtına değil
beni bu sağır suskunluk üşütür
bele beni anne, boştur beşiğim
kapım kilit tutmaz çöktü eşiğim
...
Burada yıldızlar yerinde sayar
Dilekler dökülür elime benim
Ne hatır bilir vefasız o yar
Ne uğrar aylardır ilime benim
Bengisu tadında dualarım var
beni anladığında
kuşlar çoktan göçmüş olacak
içinde, terk edilmiş yuva yalnızlığı,
cemreler arayacaksın
döngüsüz mevsimler içre
Gözlerinin baharında
kaç gül açar kışım benim
üç beş nisan görür daha
mevsim içre yaşım benim
menzilime gelsen eğer
Bir kadın tanırdım, etekleri şiirdi
Gözleri ışıktan antik bir şehirdi
Güldü mü incisi gözümü alır
Sözcükler kullanmaz, kuşça bilirdi
...
Taner Eker
Bir var oluş mücadelesi içinde yok olan ömürler toplamıdır kentli hayatlar.
Ütülü giyinmek için miydi, yarım uykular?
Yer sofrasında gözün kalarak ölmek miydi masa başı tıkınmaların akibeti?
Dalından erik yiyebilmek, hangi rengiydi, bilir misin hayatın?
Evlek başında terlerken umudun şahikalarında düşlere doymak, nasıl bir uçarılıktır, yaşadın mı hiç?
Islanmadığın onca yağmurla şehrin logarlarına doldurduğun yaşanmamışlıkların hesabını hangi şiirden soracak, kaç dizelik umutla dağıtacaksın şimdi efkarını?
Nokta neyse o kadarım
Kimse bilmez ederimi
İşim gücüm gül budarım
Güller alır kederimi
Usül benim yordam benim
bir yosmanın gözü gibi
pörsümüş afişlerde
çürüyor adın
şimdi ansam seni
Pera’da plaklar susar
İstanbul nerede ahşapsa
ben seni orada sevdim
Pera’da sevdim mesela
Denizde sevdim, karada sevdim
Acıda sevdim, yarada sevdim
Ben seni ayasofya açıldığı sırada sevdim
ben seni severken kuşlar secdesini,
yağmurlar kıyamını,
güneş kıblesini bozuyor.
Baharın ortasında soyunuyor takvimler yaprağını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!