Bir gönül macerasında heba ettim gençliğimi,
Bir vefasız canan uğruna hibe ettim kalbimi,
Suya yazmışım meğer en saf sevda hayalimi,
Söyle pençesinde can verdiğim, değdi mi?
Saatler yazdı zindan gece nöbetlerimi,
Her söz erbabını sanma sühendan
Sükut sandığındır alâ sühendan.
Her söz erbabını sanma sühendan,
Sükut sandığındır alâ sühendan.
Sürmelidir yarim sürmelidir,
Çağırıram, çıkmaz içerden,
Demir kapıları siyah sürmelidir.
Sürmelidir yarim sürmelidir,
Giderem, bakmaz ardımdan,
Nerede süvarin kızıl kısrak?
Hangi vatan yamacında şaha kalkarken düşürdün sırtından?
Hangi ihanet çukuruna takıldı ayağın da tökezledin?
Söyle süvarisiz kısrak,
Nerede kılıcı, martinisi serdengeçti süvarinin?
Aslında hiç bir şey için acele etmeye gerek yoktu,
Talih, kader bildiğini okuyordu zaten,
Türlü sıkıntı, hastalık yanımıza kâr kaldı,
Bir de saçlarımızı beyazla değiştirdik,
Boşa telaştı, ölüp gidecektik zaten,
Kazandığımız bizden sonrakilere kâr kaldı,
Yüzü aya benzer,
Gözü maya benzer,
Sözü çaya benzer,
Yalnız ben göreyim,
Bakan nazar eder.
"Taş kalplisin" diyeceğim sana
Ama taş bile sıcak yuva yapıyor,
"Kalpsiz" diyeyim en iyisi sana,
Çünkü belli ki sol yanında bir şey atmıyor .
Güneşi vurdu damarlarıma Temmuz'un,
Tıpkı beni yakan iki gözün ve yüzün.
Haram olmalı bu ayda dert,hüzün,
Aşkın her rengini yaşamalı herkes günbegün,
Hatırını kırmamalı hiç kimse Temmuz'un,
Mukaddes bir emanet bilmeli her günün,
Pencereler kör,
Kapılar dilsiz,
Balkon öksüz ,
Merdiven ıssız,
Duvarlarda matem,
Devran vefasız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!