Bu ikimizin şarkısı
Benim bildiğim
Benim söylediğim
Benim sarıldığım bu şarkı.
Uçmak kuşlara
Tomurcuk açma ağaçlara
Yeşil yapraklara
Mavi gökyüzüne
İnsana yalnızlık yakışır.
Karanlıklar arasında yanacak ışığa yer yok
Yara bere içinde kalmış kabuk bağlamaya gerek yok
Herkes birer deli gibi
Kaçamıyorum yaşamaktan başka yol yok
Denemeden bilemezdim
Ayrılık rüzgârları ruh gibi peşimde
Çilem bu olsa gerek sızım bile derinde
Huzur neden sadece beynimde
Çay bile bırakılır değil mi deminde
Çaresizliğim çarem bile kendimle
Kederimi göğsüme bıraktım
Gökyüzüne bırakıp da kirletemem
Yaşımı gözümün içinde tuttum
Toprağa düşürüp de gücendiremem
Gözümün önünde soldu
Ne dermanı kaldı bedenimin
Ne de ruhumun gücü.
Mezarlıkta açan
Çiçek gibi umudum.
Havalar iyi olmasına iyi de
İnsanlar soğuk!
Kalmadı o eski topraklardan
Onların etrafımıza bıraktıkları samimiyetten
Sıcaklıktan
Hayat güzel
İçindekiler değil
Sayfalar boş olduktan sonra
Defter rengarenk olsa ne yazar
Sayfaları değiştirmeye gerek kalmadı
Değişen neydi düşünüyor insan
Gülmeyi bitirmek nasıl olur sürçülisan
Huzur veren alanda insan
İçten içe bitip sonra oluşuyor sıradan
Kıymet verdinde ne oldu
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla