Yüreğim Afrika sıcağı,
Mevsim bağbozumu.
Alışamadı içimdeki çocuk,
Yalancı büyüklüğe.
Büyüklük sizin olsun,
Verin bana çocukluğumu…
Ka beje min Xalo, Xalê Zanyar
Ma Mem dîn ne bu ji bona Zînê
Beko qelemokek reş ne bu
nawbenda evînîyi
De Xalo fırek di wexwe çaya revok,
Bê keşîne qelünaxwe.
Ve İki damla gözyaşı süzülür
Göz pınarından,
Karışır yağan yağmura.
Hıçkırmanı gök gürültüsü bastırır,
Bir duyan olmasın diye.
Sonra Yağmur hızlanır
Yağmur Gözlüm
Bu kaçak çayı diyorum
Seninle içmek vardı
Koyu bir Muhabbet deminde
Mus'af gibi
Yağmur gözlüm,
Akasyalar çiçek açarken de,
Yaprak dökerken de
Hep sevdim.
Cemreler düşerken de,
Mevsimler değişirken de,
Yağmuru olmayan
Bulutlar gibiydin
Sadece sesten
Gürültüden ibarettin
Ne bereketin vardı
Ne de meymenetin...
Yine gece
Yine sessizlik
Yalnız
Teselli eder beni
Bir bardak çay
Bir hüzzam şarkı
Japonya’da “Ohitorisama” adı verilen yalnız kalma sanatı günden güne yayılırken, yalnızlık çekenlere arkadaşlık edecek yapay zekâlı robotlar da üretilmeye başlandı. Japon hükümeti bu durumu ciddiye alarak YALNIZLIK BAKANLIĞI adı altında yeni bir bakanlık kurdu…
İnsanlar yalnızlıklarını telefon ve bilgisayarla uğraşarak telafi etmeye çalışıyorlar.
İnsanlar gittikçe dijitalleşiyor ve bireyselleşiyor. New York’ta “yalnızlık paylaşılmaz, yemekte bile” sloganıyla açılan bir restoran, insanlardan soyutlanarak yemek yeme imkânı sağlıyor. Bu restoranın inanılmaz derecede rağbet görmeye başlaması neyin habercisidir acaba?
Yalnızlık kimine göre huzurun adı kimine göre ölümün diğer adıdır.
Kiminin yüzünde güller açtırırken kiminin kâbusudur yalnızlık…
Yalnızlık insanı uçuruma da götürebilir ulvilik makamına da çıkartabilir.
Taştan yastık kolların,
Cehennem gibi yüreğin,
Eşek arısı sokasıca dilin
Buz sarkıtı gülüşün,
Çin işkencesi muhabbetin.
Ağıtlar kadar acı kaderim,
Bir yap-boz değildi ki kalbim
Madem birleştirmeyi bilmiyordun
Neden paramparça ettin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!