her şey kirlendikçe bir mendil gibi
sürgün kuşlar uçar üstümden
omuzlarıma yağar gece
dilimde parçalanır kelimeler
dramlar ağıta çevrilir içimde
güneş geceden aydınlığı bestelerken güne
ince ve ıslak bir hüzün giyinmiş dağlar
zaman sallarken çocukları beşiğinde
ebem hüzün sarardı asmaya
sokulsak rüzgar kokardı geceleri
koklasak bulut
yorulsa zaman
alaca atlarla geçsem Dağdıra’dan
şimdi Alara çağıldıyordur bizim orada
peşimden gelse umut kuşları
yurdunu kaybetmiş bir ırmak gibi
vurup gittin sol yanımı
nakış gibi işlenmiş acılar bıraktın
şimdi tıklım tıklım yalnızlık kokuyor içim
deniz kokusu düşmeyeceğim peşine
ayaz yuttum
rüzgar kustum geceleri
bir kuş göçer
üşür sokaklardaki kediler
yollara düşer umut
ağarmaz gece
bildiğin gibiyim hâlâ
gönlümü sana astığım akşamdan beri
vadesiz gülüşlerim
ağlayan yollara tutunup
karalanmış tahtalar
çizilmiş duvarlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!