Zaman araladığında kapıları sonsuza
Dişliler sıyırıp attığında tutsaklığını
Kış uykusu son kez yaşanacak
Adsız çocuklarımız olmayacak,
Doğurmayacağız çocukları çıkmaz
sokaklarımıza
Çocukça düşleri kararttığında zaman
Yağmurun ağıdı dökülecek saçaklardan
Serçe uçuşunda üşüyecek yürek
Bir düş ödünç ver sesi
Yenilenmeye tanım olacak.
Kırmızı böyle çalmadığında sokağın kapısını
Çocuk sesleri
Ay dedeyi takıp koluna
Dolaşıyorsa akşam alacasında, yarışırcasına
Umutluysak doğan günde biz
Yaşıyoruz demektir saksısında dünyanın
Acıkıyorsam size, nedendir sizsizliğe
I.
Şiirle yaşam örme arayışı
Yarımları tamlama uğraşı
Şiirle yaşam kurma işi
Dervişin ifadelendirilmemiş sezgisi
Yıkıldı kent
Yıkıktı insan
Noter tasdikliydi sanki zaman
Su, kanalına düş-tü
Kanal yoktu
Nefesini üfledi atam
Lili Berte için Mecit Ünal’a
Yeryüzü su, sularda taş
Taş nehirde kuma dönüşür, kum akar
Sevişme toprağa düşer ölüm, doğum gebelenir
Tene döner su olur
Kimin eli düşleri sıkan
Kim savcısı sorgunun!
Tohum biriktiriyor karanfil, kırmızı yağmurunu geleceğin
Sayısız dalga kıyınıza çarpıp eriyor köpüğünde..
Postacım yok kendime sizden...
Düğüm, büyüyor
Parlıyor ateş
Dizgin alıyor volkan
Anafor dönüyor siyah
Mezarlıklar beyaz sıralı taş
Yazı geliyor insan
Suya iniyor bakraçlar,koyu mavi
Eflatun maviye de geçer
Yeşile kabarır nehir
Kumlaşma sürtünmekten gelir
Ateşe el değer gibi, değer ele ateş
Buz ülkesinden üşüme
Aralıksız yatağına sürülüyor söz
Büyüyor sancı
-İç kapınızın tokmağından geliyor ses-
Tetik düşüyor
...Ölen!...Yok
Doğum!..Bu çağda!..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!