Silvan Güneş Şiirleri - Şair Silvan Güneş

Biz hep bu şarkıları söyleyeceğiz,
Mevsimler gelip geçse de
dudaklarımızda hep aynı ıslık...
Kalbimizi ısıtan hep aynı ateş.
Mezarımızda hep aynı toprak.
Adımız ise hep Mustafa Kalacak...

KÖRDÜĞÜM
Bazen şeker tat vermez
Su ıslatmaz insanı
Bitmez her ekili tohum
Çatlar bir nazara boncuğum
Ne kadar da sakınsak

KURŞUNLU MANASTIRI
Ben bir Kurşunlu Manastırı hikayesi biliyorum.
Sözlerin verildiği, tarihlerin atıldığı bir Manastır hikayesi...
Aşkın kalbimize kilitlendiğini sandığım,
taşlı, tozlu ve bozuk yollarına aldırmadan seninle tırmandığımız...
Kadim manastırın kilit taşı gibi birbirimize kilitlenip saklandığımız...

ne zaman hasat vakti olur
o vakit düğün dernek
bir yarışa girer sanki sünnetler evlilikler
iki telaş birbirine karışır
dernekçiler birbiriyle yarışır

sevdanın yolları gözlerim
gözlerim
bu uçurumlardan ben geçerim
giderim belki
belki de gitmem
ama sana söylüyorum

Ne kadar sıradan hayatlarınız var,
ve onu değerli kılmak için başkalarına
takmaya çalıştığınız
size has envaiçeşit kancalarınız!..
Geçiremedikçe oltaya gelir niyetiniz...
Zaman gelir, dizilir kendi boynunuza hükmünüz,

Mücadele neymiş Sen'den öğrendim ben...
Yenildiğimi düşündüklerinde dahi yendim ben...
En kötü kararımdı dediklerim, şansım oldu...
Kapanan kapılardan aydınlığa çıktım ben...

Bir kaç yerinden ipe atılmış düğüm...
Çukurlar içinde yola yapılan yama...
Tahtanın üstüne atılan bitmez cila...
Her hatasını "özür dilemek"le telafi etmeye çalışan hasar..
Ah benim boyanmaktan çilesi bitmez kumaşım...
Ah eskimiş duvarların tutmaz badanası...

İçimdeki yaylılar sen varken çalıyordu
Sen gidince ah canım
Bir canım yanıyordu...
O sızılar geçerken yüreğimden yol yol
Yüreğim yol yol nerelere gidiyordu.
Böyle çıkmıştı ses

İmdat, içimde bir isyan var
Aklıma sordum "bana ne" dedi.
Kalbimde bir iskan var...
İmdat, çözemedim düğümü
Bir mühür ki zift karası
Kim çözer kör düğümü?