Şimdi İstanbul'da olmak vardı.
Çamlıca'da, mis gibi İstanbul'umda sıcacık çayı yudumlamak vardı.
Sarıyer'de midye tava yemek.
Sarayburnu'ndan denizi seyretmek vardı.
Ah İstanbul'um ne çok seviyorum seni...
Yağmur ol! ..
Yağ üzerime...
Toprak ol! ..
Kök salayım derinlerine...
Güneş ol! ..
Isıt beni sıcacık...
Bir tuvaldin sen gönlümde
Bir tarafı gündüz, diğeri gece...
Seninleyim her nefesimde...
Uzaklarda olsan da yanımdasın işte...
Ben seni böyle severken ıraklıklar vız gelir diyorum...
Dudakların konuşamadı...
Ama! ..
Yüreğin ‘seni seviyorum’ diyor...
Sen sustukça;
İçindeki nehirler, çıldırmışcasına bana doğru akıyor.
Donuk bakışların,derinlere manasız tavırlar sunsa da,
Gecenin yıldızları düşüyor serin karanlığın içine.
Onlara her bakışımda,
Özlemin yüreğimi acıtır oldu.
Gülen gözlerin geliyor hep aklıma...
Bana sevgi dolu bakışın.
Akşamların bir ötesinde, İstanbul´un yosun kokan sularına dalıyor gözlerim.
Dalgalar her kıyıya vuruşunda, sanki senin ismini fısıldıyor kulağıma...
Soğuk rüzgarlar esiyor, yokluğunun gecelerinde.
Yüreğim üşüyor...
Senden geriye, sadece acılar kaldı.
Gecenin karanlığında kaybolurken ben,
Bütün umutlarımı cebime doldurmuştum.
Nereden bilebilirdim ki,
Dibinde sökük olduğunu...
Belki sadece hayaldin,
Ya da gerçek, belki de yarım kalmış bir düş...
İmkansızlık sınırını zorlayacak kadar çelişkili bir kavram...
Kara bir saplantı gibisin yüreğimde...
Ne çıkarıp atabiliyorum,
Ne de seninle bir bütünlüğün tadına varabiliyorum...
Yalnızlık vardı yine,
Karanlığın bir ötesinde...
Senin varlığına inanmışken,
Farkına vardım gidişinin...
Oysa yeni gelmiştin! ..
Kara bulutlar geçiyor şehrimin üzerinden,
Yağmur caddelerden süzülürken,
Ben yine sensiz üşüyorum...
Sen umutların ışığı,
Ben karanlık gecelerin kaybolmuşu...
Yüreğimde özlemin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!