Hükmü zapta tutulmadan akla malum ve kalbe ayan beyan bir husustur ki, özden kopup gelmedikce hersey hicbirseyin yerini tutan girdap bir bosluktur. Kavradikca kasirgaya dönüsen hortumlarin önüne ugruna ne nasil gelirse hic yikilmis yerle bir olmusuna bakmaksizin herseyi ören veran ettigi gibi, karsiligi kendinde olmayan rol, model, akim, fikir, poz ve bilgi kirlilikleriyle dolup bosalmak, derinlestikce yutup bogan Girdap; ve cildirdikca köpürüp püsküren Hortum gibidir. Gafil kiskacta avci sandigina avlandikca hirs köpürüp hiddet kizginlasansa insanin bizzati kendi kendisidir.
Demem o ki, Türkiye`nin neresinden olursa olsun herhangi bir Kürd`ü alip sinirlarin ötesinde kendi kimliginde sandigi herhangi bir yere koysan, günü haftasi gecmeden ille vatan, ille de vatan diye titreyip cirpinacagi yerdir Türkiye Cumhuriyeti. Ve laz acem cerkes türk hepberaber bir yurt olan bizim yanimizdir. Yine ayni sekilde herhangi bir Türk`ü ceksen alsan bize en yakin geldigine bildigimiz ve inandigimiz Türkmenistan`a veya Kazakistan`a savsan yollasan, ille vatan, ille de vatan cagirip cirpinan kalbiyle lazin kürdün bosnagin ve bir coklarinin ortak kalbi olan Türkiye Cumhuriyeti olacaktir tüm özlemi ve baglasan durmaz hasreti…
Ki biz Türkler, Amu ve Sirderyalardan ( Mevaraünnehir ) türlü dünya muhacirligi gezip dolasip gördügümüzden beri yasadigi dünyanin fazlasiyla bilgesi olma sansina tarih yazip bozarak, orta ve yukari asya steplerinden ne kadar güneye ve batiya gittiysek geri dönüsümü olmamaya yerler gördük, insanlar tanistik, yurtlar edindik ve bizi bilip kesfeden yeryüzü yabancililigini gidermek kadar, bilip kaynastiklarimizla ayni kalpte aklin vicdanin yolgösterisinde bir ve bütün olduk. Süleyman Sah…..
Süleyman Sah, uzun YÖRÜK ve TÜRKMEN göcebeligini siradaglara susuz cöllere ismarlayip gelip de gitmemenin hayati pahasina akil ve bilgelerinden sadece biriydi.
Hayme Hatun; hem sevgili, hem anne, hem ebe, hem girdaplari ve hortumlari cok cetin dünya evinin güzel geliniydi…nice devletler kuruldu nice devranlar bozuldu, yasadikca birlikte yasamanin izi yolu ilmi ve kalp pusulasinda sevgili ATATÜRK´e vebalini sarip yükünü yükledi yadigari güzel hatir ve hatira…
Seyhun-Ceyhun`dan daha batiya gittikce baska yerler haller ve insanlarla tanisan, tanisip kaynastikca baskalarini kendi vucut ve kalbiyle bir bilmelere büyüyüp gelisen, terkettigi soydas dünyayi hasret ve selamla yadetmeye hem gurbet, hem de bulup yerlestigine yuvalanmis yurttas olmustuk artik. Ki burasi Türkiye Cumhuriyetinden baska bir yer degildi.
Endamini zülfünü engine eginlere burkup
Eski yillarda iklim sürükleyip gezen bilmece
Dalin sonbahar yolun kacak dilin hazan kime ne diyim
Lal kapilarda kilitli dügümler cözmenin muhaciri gibi yaban
Heryer sisli camlarda kalmis gizemleri gezip dolaniyor ve ben..
Kaybolmus buzlu bulaniklar arkasinda seyreden ve sisli yüzünü bulamiyorum
Sen varsın diye yutkundum zehir zıkkımlardan doyup kanmaları
Kör kuytu kavşaklarda sen varsın diye dolandım avundum yetindim sukuta sulh oldum
Sen varsın diye bu sür daim gün batımlarına taptazecikten günlük güneşlik günaydınları diye
Sabahların zifirine zindanına kuşlar ayıkken ağaçlar bostanlar ve ekinler uykudayken
Güzellerin uyandıran coşkusu rüyası hayali hastetindendir diye ve sen varsın diye
Her çığlığın uzak yitik soğuk ve yabancı bir yerden dünyayı kaplayıp örttüğü yapayalnızlıklara
Özü ömrü kopmuş üzülmüşken dünyanın
Ve kendi boyunu aşmış kaplamışken üzüntüler kafesinde tutsak telef insanlığın
Nihayet..
He gülüm benim nihayet..
Asmalar bağında üzüm üzüm oldu olalı bir güzel tabiat nihayet..
Ellerimle salkımlarını doyup derdiğim sonbaharın kesesine bin bereket türlü tevatürleri
Cahil cevlan
Dagin üstünde beyaz bulut
Baharin dilinde akarsuya giden iklim iklim ilkbahar
Tutusmus bir yerinden kibrit atese, bulut yagmura, dag buluta
Bulut kan cektikce meyveye duran avluya, bahceye , mart mevsimine
Agaclar dut vermeye baslamis bile coktan
Can havli cahil tutkusu
Sagnak sürgünü bulanip caglayan bir irmak hayat
Evinde sokaginda avuntusu dinmeyen düsler kurmanin cirpinislariyla
Giden ben
Gelen sen
Fani gün…
Irmagin yanibasinda hayatin akisini oyalayip islerke erik cicekleri
Bu kadar mi carcabuk avludali iklim avarasina
Dolanip tesir ederek güzellik cagiyla nizaha muhtac muhacir
Sivasi solgun duvar yüzünden sessizligin dört bir yanini kol gezen sokaga
Salinarak yarisi gül yarisi diken yarisi billur pazen akasya
Karanfil dükkancisi bazi bazi cakir dikensi kaktüs pembesi
Asansörde asili kaldi galiba hidrolüklü
Alfabe sirasina göre degil
Karma kirma irrasyonel parca bölük hergele lisansiyla
Emeklilerin kenarda en az elli bin yurodolari var demis
Abdurrahman
Pakdilgillerden
Ezikligin disa vurum bildirgesi, her zaman her yerde durumu düzeni bozulmuslugunu hic bir kamufle cabayla veya PANSUMAN türü makyajlanmayla örtülüp saklamasi mümkün olmayan hasar ve kayip tanimlamasini ifade eder.
Duydugu agrilar, tasidigi yükler, sürünüp sürüklendigi cilekeslikler, dermandan careden umudunu kesmis mutsuzlulkar, katlanmak zorunda kaldigi dayanilmaz eziyetler ve biriktirip depoladigi kirli zehirli karamsarliklar ve yilginliklarla, vucut yapisinin ve bedensel anotomisinin üzülüp yoruldugu örseleyen- yipratan nedenlere bagli olarak her hangi bir bölge sahasi veya kurulum noktasindaki tahribata ugramis bozulmuslugun insan ruhunda ve yasaminda neleri etkileyerek ne gibi kahredici ve kalici sonuclara yol actigini CAKRA HASSASIYETi olarak tanimliyor hekimler ve lokman hekimler.
Mesela oturak ve kalca kismindaki saglam yapiyi donatan omurlarda veya omurga donaniminda meydana gelmis köklü ve kalici hasar, kapi bucak doktor -hekim dilenip gezdiren ve dayanilmasi günden güne katlayan güclükle ecel sancisini bulmus olan dert sahibi olmalarla kalmayip, kisinin yasadigi hayatinda da artik saglam temellere oturmayan bütün sosyal iliski düzensizligine, yikimina, güvensizligine ve bozukluguna yol aciyormus. Sirt veya omuz bölgesindeki ayni ve benzer herhangi köklü ve kalici hasar, herseyi itirazsiz kabullenip sineye cekmeye veya hic birseye katlanamayacak tahammülsüzlüge kendini eksik ve ezik sayarak umudu yitmis, nesesi tükenmis, cesareti kirilmis , kaygi ve karamsarligin tutsagi olmus ice büzülmeyi ve etrafindan sogulup kendi kederine siginmayi yükleyip alistirip kaniksatiyormus insana.
Zamana dengi sigmayan
Tam da oralarda biryerden ayrilacakken kirilan kayistan
Korsan karayellere kordon koparan firar
Bulgur cekmis düven dönmüs orak calmis harmanlarla esip esmelenen
Cigirsiz ve sarpaya düsüp tozun topragin arsiz yüzünü
Gelip gidenler arasina kalabaliga karismis sarkac dönen zemberek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!