Belirsizliğe hayat düşüren aralarda sıkışmış kalmış bir tarih
Gelişmesi çoraklaşmış bir kozada, ipler sararken sarpalara
Silinmiş izlerine dolaşıyor söğüt dalları suyun
Kupkuru derelerde adım atasını unutunca halsiz gölgeleri içe işlemişliğin
Güze acıyan üzümler sancıyor ekşi koruklara
Gözü gelmeyen yağmurlara takılıyor ve yazsıcaklığı yamaçlarına devriliyor
O zaman..
Kopar gider kıyasıya kıyamet
Kızgın köpürükler püskürür dökülen saçılanlardan yere göğe o zaman
Ve her bir parçası illalah biraraya getirilemeyecek derecelere rezillik rüsvalık bürür
Bunak
Bus bus bunalmış
Tek tek parakende ve toptan
Tıkır tıkır işleyen aklı insanı ayakta uyutmak makinalaşmalar mekaniğinden
Etraflıca derli
Nufusluca toplu
Çarpık hesapların herzaman darmadağın olmuş sosyal çürümeleri eldesiyle
Beton gibi duvar yüzlü
Kimse kimseye kefil olacak halde değil
Ne yazık ki insandan süre-giden çocuklar
Mo-be-se kamaralarıyla gözaltına alınmış şehirlerin kıskıvrağında
Kimbilir hangi bilinmez hayal alemlerinden uyanarak geldikleri şu dünyadır ki
En çok şerbela kayıtlarında kendine rastlayan canlı ve cansız
Çocuklar...
Bulutların göğsünde yağmur sancımıyorsa çifçi toprağa
Ektiği haramdır
Biçtiği kovulmuş öksüzlüklere ziyan
İşte ben o sinelerden şu dertliyi yandığım közlü ocakta
En sevdalısı çağlardır nehir olup aktığım sırçasız katre
Ki zaman heran bir alaz..bir boran...yolculuğu nereye bellisize
Zıkkımı zehriyle yutup
Gıkını çıkarmıyan kabarık-kubarıklık
Şişkin bir fosssssss
Sonu önü kafeslik
At cetonu
Düşür ava avını
Nasıl bir şey olsun
Badem nasıl olsun,
Nar nasıl, ne büyüklükte, tanesi kaçtan..?
Nasıl çiçek açsın busene havalar emret..!
Kulun kölen olsun...garsonluğunca...
Sattığı yalana kendi talibolan hayat dışına şutlanmış
Pi sayısız tanjantla
Bu külliyatı devre dümen olmuş yazıtlar
Bir çıfıt çarşıcısı teker dönüyor kıvılcım üretkeni çarkta melun
Hangi topa tutuluşun korsan batağında antik saraylısı hit idi ahuzar
Her taş kesiminde binlerce kırbaç izi ve milyonlarca ölü insan öksüzünü öyküsüne katarak
Tanrıların atları arabaları diye üstünden geçen her nehir yemyeşil eskilerden yüklüce
Burdayım bugün
Dünde Buradaydım
Yarında kısmeti kesilmezse suyun ekmeğin
Dünya buradaysa
Bende burada olacağım
Güneş..Yıldız...rüzgar rüzgar
Çıkar gelir de,
Sen bana kendinden
Camsız perdesiz seyranlar dolusu ıslıklaşır
Anlaşır olmuştan pürkandil
Çoktuk çok..yanacağı türkülere döşünü seren kilimler gibi
Herşeyin eğer eli değmişse iki katı olarak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!