Gece yeni başlar
Uzar…
Bir baştan bir başa
Her yol güzeldir
Sonunda aydınlık varsa
Paslı bir çividir gönlüme çakılan, ne edersin bir dirhem ah!
Gayri sen bu sevdadan vazgeç dâ, her demi sefaya yorma
Götürüp bir telaşeyle gömerler naaşını, ederler ardından üç beş vakit vah, vah!
Duyarız ki bir çit çekmişsin yüreğine, bizi ordan öte koyma gönül
Yeşermişti güller
Zeytinler
Elekten buğday eler gibi
Karıştırdı toprağı kırışık eller
Yine Osmanlı kokar
Koza Han, Ulu cami
Kapat gözlerini şimdi
Kapat…
Gölgesindesin bir ıhlamurun
Rüzgârın fısıltısı sana
Tüm taşlarını dökecek şimdi büyücü
Eteğinden
Gözlerinin ucuyla
Dokundu gözlerime
Sitem eder gibi
Dudaklarından döküldü birkaç kelime
Döküldü gökyüzü
Döküldü yıldızlar üzerime
Soğuktu geceydi
Galiba günlerden perşembeydi
Hani o şehrin ölü vakti
Dar sokaklarından çıkıverdin sen
Aklımda kaldığın gibi
Gökyüzünde asılıydı
Gözlerinde ki yıldızlar
Vitrinlerim param parça
Kırık aynalardan seni çaldılar
Sahipsiz bir gece vakti
Adına aldanmayın
İçinde olmayan tek şeydir huzur
Sakın siz de yaşlanmayın
Ömrünüzün son mabedi bu
Terkedilmişliğin adıdır burada huzur
Küçükken düşerdin canın yanardı
Ben de atardım kendimi yere
Sonra uzanır gökte kuşları sayardık
Sen en güzel kuşu bulmaya çalışırdın
O sıra, sen kuşlara bakarken
Ben sana seyrederdim
Buralarda bize sevda yok
Kalk gidelim…
Söndür ışıları kalk gidelim
Denizi var bir derya
Gemileri yüzdürür
...
Sevmiyor demişti ya, sevmiyor demişti ya!
En son kopartırken
Yapraklarını papatyalar…
merhaba beğeniyle okudum.Serkan bey sevgi dolu yüreğini kutlarım.
harika... çok beğendim bunu. o kadar güzel anlatmışsınız ki..