Dört kitabın, asıl özünü,
Rahmanın kullarım sözünü,
Huzura varınca yıkılacak yüzünü,
Gel, burada biraz hale, yola koyalım.
Bildim demem, bilmelere uzağım,
Yunus sözünün hasıyla çeldi fikrimi,
Çalap gönle bakar dedi, kıldı zikrimi,
Aşka düşen dervişlerin hepsi bekrimi,
Kulluk muvazenesinden kopan bikrimi.
Bikr; Temiz
Bildim demem a hoca, elif bizde noktasız,
Dirhemi kaça gider dilin, tartam okkasız,
El gönle bağlanır, hiç kılınır mı ezansız,
Had bilmez taş atar, kırar kalbini imansız.
Bir adam,
Adı hiç değişmemiş,
Sırtında ağır yükleriyle bir adam,
Sanki ömrünce bu yolları yürümemiş.
Ateşi gömmüş içine, bir adam,
Her yüreğin bir ederi vardır gönül pazarında,
Kimine güç yetmez, bir samimiyete kendini feda eder,
Kimi de bir avuç dünyalık, hoş bir beden için aşkı rezil eder.
Gönül gözü başka iş, eğer kör ise, edeceğin nasihat de boşa gider.
Bu devran kendince işleyen çark sahibi,
Dişlerinin arasına çeker her fırsatta bu garibi,
Ezercesine hoyrat sıkıntılarla, imtihan eder gibi,
Direndikçe daha ağır musibetlerle temizlenir kalbi.
Tövbe hırkasıyla büründüm, kapalı her yanım,
Sardı yine her yanı sevdiğim kara bulutlar,
Suskunluğun en muhteşem isyanıyla patlayacaklar,
Maksat belli, susturacaklar her şeyi, ayrım yapmayacaklar,
Adaletle sunacaklar herkese, aynı zifiri karanlıkta koyacaklar.
Bu havalarda nefes aldığımı hissediyorum,
Çay faslı gibidir insanları tanımaya çalışmak,
Önce rengine kanar, sonra samimiyetini koklarsın,
Yeterince demlenmiş mi onu da yudumlarken anlarsın,
Damağında kalmışsa tadı, her sohbet ortamında anarsın.
Aşkı doldurdum çuvala,
Dışından belli olduğu kadarıyla,
Sordum eşe dosta sahibi acep kim ola,
Her gören dedi, bulunur elbet bunca insanda.
Kimi dedi var idi evvelce biri saklımda,
Daha iyiyi ister insan,
Şükürsüzlük olduğunu bilmez,
Birinden, diğerine savurur umutlar,
Ömrün tek uğurlayanı zamana rağmen.
Daha iyiyi ister insan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!