Ne çok emzirdin düşleri,
Kaçı semirdi gün doğumuna,
Anlamsız kafiyen çarpıyor surata,
Gel bu defa birlikte koyalım adını insan.
Bel bağlama diyen yok mu hani,
Habille birlikte öldün ey insanlık,
Düşman hilesinin gerekçesi kıskançlık,
Kovulana uymayaydın, kalır mıydı şeytanlık,
Cennette neydin, dünyada neyledin, vah adem soyu.
Her güzele kandın, saflığından belli,
Yaradanı sevmeye gocunur insan oğlu,
Yüksünür de sinede taşımaz incitmeye korku,
Siner sinsice, saf yüreklilerin kapısına atar pusu,
Ne gelişinden haberi var, ne gittiği yön ahirete doğru.
Aidiyeti bilmez, sahiplik taslar,
Elbisesi yırtılsa, husumet başlar,
Kul iken büyüklenir, dökülmez yaşlar,
Ey adem soyu, bilmem seni ne paklar.
Şaşırıyorum bazen özüme,
Batıyor bazı heceler gözüme,
Yansıyor istemesem de sözüme,
Kalemi sürterek sivriltiyorum dilime.
Akıllı bir serkeş miyim yoksa gözünüzde,
Yaradanın varlığına inanmaz,
Tesadüfe imandadır madrabaz,
Hangisi zor deseler anlatamaz,
Aklına yandığım akla sığınmaz.
Divane olandan hesap sorulmaz,
Tohumlar zil atmış kökü içerimde,
Uzadıkça fasıl, meyveye durur sözümde,
Şirazesi kısalır, dağılırken yapraklar ömrümde,
Göğün kafesinde, bülbül aşkı basamak şiirlerimde.
En çok kelimeleri seviyorum yüreğimde,
Atası Müslüman diye, öyle olanın suratına tükürün,
Ezberi inanışı ömre yük etmeden içinizden süpürün,
Her nefs aklını kendi koşturur, imanı ahirete götürün,
Elestte bela seslerini unutmadan, yaşamayı sürdürün.
Uzatılan yürekler dar geliyorsa ruhuna,
Aradığın gülümseyiş günahsız, asil, sadeyse,
Uzaktan hep aynı terane okuyorsan simalardan,
Adım başı, adamlığına küfür ettirmeye hazırla yüzünü.
Lafın ucuna asılı, infaz bekliyorsan vicdanlarda,
Bana sen olarak gelme, ben ol öyle çal kapımı.
Kapının eşiğinde bırak sana ait ne varsa, öylece gel,
Benlik davası güdeceksen eğer, hiçliğe alışkın gönlüm,
Bir kalemde seni de hiç eder, içimde ki hasret dolu özlemi de.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!