Anlat işte,
Sıradanlığı,
Farkındalı’ğı anlat,
Kazanabilmeyi,
Kaybetmeyi anlat.
Anlat işte;
Bu şehrin geceleri karanlık,
Gökyüzü karanlık kusuyor adeta,
Görüş açısı sıfır,
Görünmez bir dünya burası.
Dağlar dengini bulmuş,
İz düşümü
gönül düşümü.
Geçiyor yıllar.
Kalmıyor bazı anlar denilse yalan olur.
Hatıralar daha dün gibi gün gibi.
17 yaş gibi.
Ankara saklıyorsun kendini herkesten,
Caddelerin soğuk ve biraz da ıssız,
Sokakların Kar'a hasret bu yıl
Ankara sana nasıl baksam ki?
Gönlüm sanki sana soğuk,
Duygularım binalırın gibi;
Beklemek gerek,
Düşlemek gerek,
Düşünü;
Sonundaki mutluluğu görmek gerek.
Yükseklere tutunmak gerek.
Uzaklara kaçıyorum,
Annemin sevgisine hasret kalıyorum,
Anne!
Uzaklardasın,
Senin kokunu alamıyorum,
Senin sesini duyamadann,
Hükmün adı geceydi,
Hükümsüzlüğün adı neydi?
Zaman geçmiyor,
Saatlerin sayaçları prangalı,
Zaman,
Sıfırlanmış sayaç.
Vedayı ben istemedim elbet.
İstanbul şahidim,
Gönlümü açtığım meydanlar şahidim.
İstanbul biliyor sen de bil ey sevgili.
Vedayı ben istemedim elbet,
Şahittir İstanbul'um aşkıma.
Gün akşam oldu.
Geçer mi gece?
Çare var mı ki içimdekilere.
Yakmış şehir geceye ağıt.
Bulamaz nehir ışıklara yanıt.
Kayboldu karanlıkta yalnızken gece,
Gölgeler imdada yetişti,
Sokak lambaları sisli ve puslu,
Kaldırımlarla kardeş soğuk,
Gözlerimde parçalanıyor parke taşları,
Soğuk her yer ve sis,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!