Vazgeçtim ben bu sevdadan
Usandım beklemekten
Pencerem de yoruldu
Seni gözleyen gözlerimden
Kirlendi, puslandı
Güneşi hiç tutmadı yüzüme
Beni bırak!
Ellerim yalnızlık kokar
Gözlerimin karası bulutların yasına benzer
Pencere ardı tutsaklığım
Üzerine sicim sicim çaresizliğim yağar
Beni bırak!
Her sabah yanılgıya uyanmak
Kurulu bir çalar saat gibi
Gün boyu üzerimizden geçen tekrarlar
Ve iki lokma mutluluk kazanmışsak alın teriyle
Ah! Ne çok şanslıyız
Bilerek bırakırız bir de ağız kenarımızda kırıntıları
Nasıl suçluyum bilemezsin
Yasak bir şiir gibidir sevdam
İçinde taze gülüşlerim
Ateşli öpüşlerim
En derin suskunluğum
Düşüncemin sonsuz deryası
Yaşamak,
Havada,suda,toprakta
Gökyüzünde,bulutlarda,yağmurlarda
Hatta gökkuşağında
Yaşamak,
Bir tebessümde,bir düşüncede,bir fikirde
Birileri kurtarsın beni bu yaşamdan
Çıkmak istiyorum bu kirli oyundan
İnsanlığım kanıyor ,kalbim acıyor âdeta
Yoksa bana bir tanrı eli lazım
Şu haksızlığa, zulme ,savaşlara dur diyebilmem için
Bana bir tanrı yüreği lazım
Gece mi daha karanlık
Yoksa gelecek günler mi
Ya da yitip giden insanlık mı
Hangisi daha endişe verici
Coşkusu nerde, sevinci nerde hayatın
Arka bahçelerinde kapitalist köpekler
Kalbe, bedene, kursağa
Dokunan ne varsa
Unutulmakla kurtulunmuş
Dünler ve de bugünler
Sessizliğin kıyısına ölüler vuruyor
Öldürüyorlar tek tek
Hüzün mevsimi de bitiyor sevgili
Az kaldı Kasımı da uğurlarız
Arkasına Aralık
Gözyaşımız tükenir, tükenir de buz oluruz
Tâki Nisan gelene kadar
Açar mıyız bir çiçek bilemem ama
Her gün Azar Azar yavaş yavaş unutuyorum seni bir yaranını kabuk bağlaması gibi
Yokluğunda ağır ağır iyileşiyorum Gündüzler bir şekilde geçiyor,
Geceler hala uzun ama olsun o da geçecek diyorum..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!