Gözlerin öksüz bir çocuk.
Baktığın yerlerde sözler birikir.
Toplayıp yoksul ellerimle,
kağıtlara üflerim.
Parmak uçlarım,
Ben bu hayatın gecesini gördüm anne.
Yıldızlar yok.
Ay yok.
Sen de yoksun.
Nara atan acılar geziniyor
kalbimin odalarında.
Sen gelirdin
Elinde karanfiller
Adımların üzerini çizerdi kötülüklerin
dudaklarımda deniz tuzu
Özlem mi sayılır, vuslat mı?
Sen adımı söyledin
Ustura gibi ışıldayan
keskin hüzünlerim dağıldı
Sesin örttü bütün karanlıkları
Geceydi oysa
Bu güneşin ne işi var bu vakitte
Gözlerim çıplak.
Ellerim bir acının öyküsü.
Sözlerim harflerini yitiriyor günlerdir.
Hissetsem nefesini,
dağılacak bu karanlık biliyorum.
Ses ver!
Dudak büken günlerde buldum seni
Okudun gözlerimden süzülen her cümleyi
Kimsenin kimseyi anlamadığı bu haydut çağda
Bir çocuğun düşlerini sevdiği gibi
sevdim ben seni
Yani senin gülüşün diyor ki sevgilim;
eski bir şiirim ben.
Sevdaların gerçek olduğu zamanlarda yazılan.
Mümkün olsa,
memlekete dağıtsam
her çatıya kumrular konar.
Madem paslı bıçaklar kalbimizin ortasına Ve’da yazmış
Bu harami sözcüğü kesiyorum sevgilim
Taşıyorsam göğsümde dağları
Yağıyorsam yağmur olup geceleri
Bölündüysek hüzünlere
Yalnız eşyalar gibi kaldıysam küflü kuytularda
Kaç günü kuruttum bilsen
Kaç gün solup gitti avuçlarımda
Ben bu akşamüstü, suya gelir gibi geldim sana
Seçil Oğuz
Yaralı kalbimde tırnak izlerin
Acının tam orta yerinde yazılır ismim
Ege’nin bu soluk gecesinde duyulmaz sesim
Gel kurtar beni desem de
Bilirim gelmezsin
Yine bir fasıldayız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!