Tek bir sese ihtiyacın vardır senin.
Sadece o ses her şeyi yoluna koyacaktır.
Başını ellerinin arasına alıp o sesi beklersin.
Alnını duvara dayarsın.
Kafandan ses gelir, duvardan ses gelir,
O ses gelmez..
Başıma gelmez dediğim onca şeyi yaşadım da, kalbime değsin istediğim elini bile uzatmadı.Şimdi ben neresinden tutayım hayatı, hangi tedirginlik açıklar durumumu. Hangi öfke daha çok benimkinden. Yapma diyorum bazen kendime, yapma. Bakma yıldızlara, tutma o dilekleri, kurma o hayalleri. Sen bozuk eşyaları bile tamir edemiyorsun, sağlam el çıkar mı sana bu oyunda. Otur efendi efendi, bak işine.zaten canın ne zaman biriyle dertleşmek istese, ya rakı söyledin, ya sigara yaktın..
Bazı geceler kafaderimin altında her saniye beynimi kemiren böcekler hissediyorum. ve çoğu gece başım gövdeme ağır geliyor. omuzlarım, başımı kaldıramayacak kadar güçsüz ve hırpalanmış..
..ve ruhum tonlarca yükün altında kalmış gibi, öylesine ağır, ölesiye yorgun.
Özledin mi dedi
Parmak uçlarım sarardı tütünden" dedim.
anlamadı..
anlaşamadık...
Evet hissetmiyorum.
Ruhsuz biri acıyı hissetmez dostum..
Ve yorgunum.
Ölemeyecek kadar yorgunum.
İçim öldü, bedenim ne zaman pes edecek merak ediyorum.
Bir ölebilsem, eksiksiz ölürdüm.
Bazen hayatta her şey iyi gidiyor diyorum. Sevdiğim yanımda. Ailem ve sevdiklerim de yanımda. Kahkahalar duyuyorum, gülen yüzler görüyorum. İçimde tarif edemediğim bir mutluluk. Alışık olmadığım bir mutluluk. Ne sigaradan, ne kahveden, ne çaydan ne de alkolden güç almaya ihtiyaç duymuyorum. O an her şey düzelmiş gibi oluyor. Hiç böyle olmazdı bi gariplik var diyorum. Sonra bir anda gözlerimi açıyorum. Ve anlıyorum ki o güzel rüyalardan biriymiş.
Noktadan sonra bitmeyen yazılar, “tamam”dan sonra bitmeyen konuşmalar, geçti artık, dedikten sonra geçmeyen acılar var. uyuyunca geçer belki diyoruz ama uykuda da rüyalar peşimizi bırakmıyor. zaten rüyalar neden vardır ki? insan uyur, vucudumuzdaki tüm hücreler bile uyur ama kafamızdaki cehennem uyumaz. rüyalar bu yüzden var. bizim gibi adamların gerçek hayatta çektiği acılar yetmezmiş gibi, rüyalarıda kabusa dönüşüyor zamanla.
Kimselere anlatamadığım şeyler, yavaş yavaş içime birikiyor.. Her içime attığım acı günden güne dahada acıtıyor canımı.. Sanki bütün acılar birer cam kırığı ve kaburgalarımın içinde birikmişler.. Her geçen gün daha da çok batıyor tenime.. Dahada çok kanatıyor beni, içten içe..
Bazen düşüncelerin içinde boğulacakmış gibi hissettiğim anlar oluyor.. Öyle çok düşünüyorum ki, neyi düşündüğümü unuttuğum anlar oluyor.. Öyle zamanlar oluyor ki, elimdeki sigarayı ben değil, düşüncelerim içiyor sanki.. Bir bakıyorum sigaram bitmiş, düşünceler bitmemiş, acılar geçmemiş, her şey yerli yerinde duruyor.. Ne zaman sonu gelecek bunun diyerek yaktığım kaçıncı sigaraydı bu, bilmiyorum..
Sahi, ne zaman dinecek bu duygu karmaşaları? ..
Karşılıksız acılarla tozlanıyordu kimsesiz kalbi.dağılıp gitmemek için bütün kapılarını kapatmıştı hayata.duvarlarının gerisinde hem içindeki kötülüğü susturuyor hemde dışardaki kötülüklerin içine girmesine engel oluyordu.ama kötülüklerden saklanırken iyi rastlantılara, aşklara, onu uzun yollara çıkartacak olan doğurgan acılara da kendisini kapatıyordu.ve ne zamandır kalbine iyilik yağmurları yağdırmıyordu.. çünkü böyle olması gerekiyordu, çünkü çektiği acılar genç yaşta bükmüştü belini ve doğrulmak için dışarıya tüm kapıları kapatması gerekiyordu.
'Dışarıya kapıları kapattıkça içerime umut ışığı doğuyor'
Durgunum bu sıralar,
Ve düşünülemiyecek kadar yorgun.
Sadece biraz cesaretliyim.
Uykuya kafa tutacak,
Gözümü kapatamayacak kadar.
Ama çok korkağım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!