Şamil Akay Şiirleri - Şair Şamil Akay

Şamil Akay

Tüm insanlar mı bencil? Yoksa herkes bana mı düşman? Ben de hissediyorum. Herkes üzerime üzerime geliyor. Sanki olmayan 1 gram mutluluğumu da kıskanır gibi. Alın. Alın o da sizin olsun yeter ki üzerime gelmeyi bırakın. Kabuslarım bitsin. Ağlayışlarım. Yoksa tüm bu kabuslarım bitsin diye mi ıslanıyor yanaklarım? Çok ilginç. Kalp ritmim düzensizleşti. Kalbim de ağrıyor, aynı başım gibi. Anladım. O da yalnız kalmak istemiyor. Sorun yok, dayanırım ben. Alışığım ağrılara, uykusuzluklara. Sadece, yalnız kalmak istiyorum. "Yalnızlık Allah'a mahsus" diyorlar. Doğru. Ama ben zaten yalnız değilim ki. Ailem var ve sevdiklerim. Artık anladım, yeni birileriyle tanışmak sadece bir hata. Her insanın içinde çıkarcılık var. Boşa konuşmuyorum. Öyle bi sarstı ki hayat beni, bu yaşımda mezunum artık hayat okulundan. Şimdilerde de öğretmenlik yapıyorum hayat okulunda. Her öğretmenin dediği gibi, ben dersimi anlatırım dinleyen anlar dinlemeyen bu sınavdan(hayat) kalır

Devamını Oku
Şamil Akay

Kafam bir mengene arasında sıkıştırılıyor, gözlerim yuvarından akıyor gibi.delirmeme ramak kaldı.. bu ölüm çırpınışlarımı görmeyecek kadar kör ve bu yalnızlık çığlıklarımı duymayacak kadar sağırsınız.
dedim ya, kafamdaki tüm intihar metotlarını eziyorlar gibi, aklımdan geçenleri, rüyalarımda gördüklerimi dile getiremiyorum, acılarımı umutsuzluklarımı, kaybettiklerimi ve hayal kırıklıklarımı içime atıyorum. Yazmaya bile korkuyorum. Yani onları yazmaktan korkmak değil, birileri okusun istemiyorum.
vücudumun her hücresine kadar hissettiğim bu acıyı yazmak istiyorum fakat kafa derimin altında her saniye beynimi kemiren böcekler yazmama engel oluyor, yazamıyorum ama yaşıyorum ve yaşadıklarıma bir Allah birde başımı vurduğum duvarlar şahidimdir. gecenin karanlığından ve umutsuzluğun en dibinden söyleyeceklerim bu kadar.

Devamını Oku
Şamil Akay

vasiyetimdir: 'mezarımı derin kazın.'
söylediklerimden çok sustuklarım yakıyor canımı.
yazdıklarımdan çok yazamadıklarım incitiyor parmaklarımı.
yaşadıklarımdan çok yaşamadıklarım öldürüyor beni.
sırtımda taşıdığım yükler ve içimde öldürdüğüm insanlarla gireceğim o mezara. bundandır vasiyetim.

Devamını Oku
Şamil Akay

Yalnızlığa doğru;
saat 04:12
gecenin şu saatinde günlüğüme birkaç şey yazmak istiyorum,
e tabi bakıyorsun gece olmuş, her şey önceki günün aynısı gibi gelişmiş devam etmiş. Sigara içmişsin, işine gücüne bakmışsın bir iki espri yapılmış, Gülmüşsün, gülememişsin.nasılsın diye soranlara "Aynı" diye cevap vermişsin,. zaten 'iyi misin? ' diye sorduklarında senden gerçek cevap beklemiyorlar. zaten ne insanlar gerçekten merak ettikleri için ”nasılsın” diye soruyorlar. nede biz gerçekten ”iyiyiz”.
Tuhaf hissetmişsin bir ara, bir ara son derece kötü. Gece olmuş yine dünün aynısından, 'kimse kimsenin umurunda değil lan' demişsin. Bir iki küfür etmişsin, hassiktir lan demişsin, siktir et ya demişsin ama işte mevzuyu öyle kolayca geçememişsin, takılmışsın kalmışsın, kalamamışsın birşeyi çok istemişsin ama olmamış, olmamış derken cidden olmamış yani. Kırılıp kalmışsın banyo aynası gibi. E yani biliyorsun da artık yarın güzel bir şey olmayacak. Bekliyorsun adam gibi bir şarkı da sigara yakalım diye, şarkı çalmış bakmışsın sigara kalmamış. Kalmışsın öyle araba camına yapışmış sinek gibi. Lan neyse tadı kalmadı böyle gereksiz yaşamanın, gece de oldu zaten iki muhabbet ederiz belki kıyıda köşede sakladığımız fotoğraflarla.. günlüğüme birkaç şey daha yazıp zıbarmak istiyorum ama hiç birşey bilmiyorum ki hayatımda olan hiçbirşeye anlam veremiyorum. bir şeyler ters gidiyor. ama ne olduğunu bile bilmiyorum. sadece düzelmiyor hiçbir şey. gelen gidiyor, kalanlarınsa hiç biri gerçek değil. bilmiyorum.cidden hayatımda neler olup bittiği hakkında hiçbir fikrim yok. tek bildiğim birşey var; yalnızım.. bazen hayatta çok mutlu olduğum anlar oluyor, ama çevremde o mutluluğu paylaşacak kimse bulamıyorum. ee paylaşacak kimse bulamayınca o mutluluk koca bir hüzne dönüşüveriyor. tüm yaşantım kursağımda düğüm olarak takılı kalıyor.evime geliyorum bomboş, odama giriyorum yarım kalmış romanlar, unutulmuş anılar, bir sigara yakıyorum üç olur, beş olur, konuşamıyorum, sağa sola bakıp susuyorum.
Adı yalnızlık; tek kişiye yapılmış özel bir mezarlık, biraz soğuk, biraz karanlık…

Devamını Oku
Şamil Akay

Ve sonra her şeyi bu kadar önemsemenin ne kadar yanlış olduğunu fark ettim. Ben olmadan da insanlar yaşamına bir şekilde devam ediyordu. Düşüncelerimin ya da ne hissettiğimin onlar için bir önemi yoktu. Beni yitirmekten korkmadılar çünkü onlara göre fazla iyiydim..
O bilindik ”mutlu insan” maskesini takmaktan vazgeçtim. Maskeler gerçeği göstermezdi çünkü. Ve ben maskelerin ardında yaşamaya çalışmayı daha fazla sürdüremezdim.
”Hayatında yaşadıkların bir ödül veya ceza değildir.” demişti Babam. Yanıldığı bir şey vardı. Ben yalnızlıkla cezalandırılıyordum. Bunun farkındaydım. Mutsuzdum çoğu zaman. En büyük hatam mutsuzluğuma çare aramayışımdı sanırım.
Keşkelerle yaşamaktan vazgeçtim. Çünkü keşkeler pişmanlıkları doğuruyordu. Belkiler öyle değildi. Belkiler, umut taşıyordu her zaman. Susmak yoruyor artık beni. Yalnızlık sırtımı sıvazlayıp, yanımdan ayrılmayacağını söylüyor. Aklımdan kelimeler diziliyor ama onları toparlayıp cümlelere dökemiyorum. Duygular boğazıma dizilmişti, duygularımı yutamıyordum.
Kaybedilecek bir şey kalmadı artık. Yitirilen çok şey var. Sevgi mesela. Sözcükler değerini yitiriyor, yüzlerdeki gülümsemeler kayboluyor ve gözler boşluğa bakıyor her defasında. Yeri hiçbir zaman dolduralamayacak olan boşluklara.. Bir şeyleri boşvermek, olanları unutmak ve yalnızlık benim kaderimde var sanırım..

Devamını Oku
Şamil Akay

Madem kırıldım.
Madem incindim.
Bırakın da acılarımı yaşıyayım.
Bırakın da şarkılar dinleyeyim.
Sigaramı yakayım.
Her dumanında ayrı bi derdimi üfleyeyim.

Devamını Oku
Şamil Akay

Yaralanmadık, kırılmadık yerim kalmadı. Ve siz hala bende yaralayacak yer arıyorsunuz. Bulamazsınız. Yaptıklarınız yalnızca kabuk bağlamış yaralarımı kopartmak. Ben yaraların en büyüğünü ölesiye güvendiğim insan beni terkettiğinde aldım. Ve emin olun hiçbiriniz o yarayı tekrar kanatabilecek kadar güçlü değilsiniz.

Devamını Oku
Şamil Akay

Boşlukta hayal kurmak, yer çekimsiz ortamda uçmak gibi midir? Kanatsızken uçabilmek. Hayalden öte, gerçeğe ulaşabilmek. Zor. İmkansız. Nasıl da hayat gibi. Nasıl da tüm insanların iyi olmasını beklemek gibi. Beklemek gibi. İmkansızı. Gelmeyecek birini. Ömür boyu beklenecek, ama gelmeyecek... Belki ömür boyu yapılacak bir hata, ya da bekleyip huzura erilecek bir sefa. Beklemek yeni uçmayı öğrenen yavru bir kuş gibi midir? Boşluktan düşmek. Yaralanmak. Ucunda ölüm olsa bile, denemek. Vazgeçmemek. Vazgeçmemek nedir? İnsana yarar mı yoksa zarar mı? Kimine göre yeri gelip vazgeçmeyi bilmeli, kimine göreyse vazgeçiş yoluna girilmemeli. Ağrılarla ağırlaşan dünyada kendimize daha da ağırlık yüklemenin amacı neydi? Bilinmez. Ama bilmiyor muyuz? Ağırlıklar insanı güçlendirmez miydi? Elbet, yorar. Başlarda çok yorar. Ama sonra alışır. Alıştırır. Neydi karar vermek? İki uçurumdan birini seçmek mi? İki seçenekten birine karar vermek zor. Bir tarafta deniz, bir tarafta göl. Ya yaşa ya da öl.

Devamını Oku
Şamil Akay

Saatlerce ağladım.
Gözlerim patlayacaktı
Başım ağrıdan çatlıyordu
Ağlarken fazla bağırdığımdan dolayı kusmuştum
Sonra kusmuğumun üzerine bayıldım
İğrenç kokuyordu

Devamını Oku
Şamil Akay

Herşeyin yokluğuna alışıyor insan ve herşey artık herşey olmuyor ondan sonra. Zaman ters yönden esiyor, tek tek siliyor yaşanmışlıkları, hayalleri. Daha da bir değersiz oluyor değer verdiklerin. Masadaki resmi alıp, çekmeceye bırakıveriyorsun bir çırpıda. Diğerlerinin üstüne. Yeni tozlanma alanı oluşturuyorsun..

Devamını Oku