Nazlı bir yağmur tanesi yüzüme çarpan,
Yarı uykulu ve yarır marur
Savursa sabahçı rüzgarı tutkularımı
Ve uzansa,
Gizlice sokulsa sarı güneş,
Parmaklarımın arasından kayıp giden
Zaman aralığında
Üç kuruşluk roman
Eskimiş sarı sayfalarda
Gizlenmiş bir aşk
Sarı yapraktır nazlı nazlı sallanan
Sanki hiç mevsimi gelmemiş gibi
Özgürce kanat çırpmak
Mutluluğa ve aşka
Beyaz güvercinin
Ürkek bakışları gibi
Aşk var bende bir sebebten
Dokun bana anhtar tenim
tutunup Anka kuşunun kanadına
başladı mavi yolculuk
bu gece yarısı düşü
karanlığın hükmüne isyan eden
feryat figan
terlemiş gölgede senli vurgun
bu özgürlük çığlığı kimin,
serçe bakışları Kartal kanatlarına bürünmüş
ve düşleri sarmal sarmal,
yaralı bir kalp rüzgarla kucaklaşmış,
dumana bürünmüş bir ben.
saklasam avuç içi mutluluğumu
bazen kelimeler boğazımda dizilir ve savrulur ela gözlerimde ateş ateş
adını koyamadığım hayallerim,
şair ruhumdan savrulan ne varsa
bir düş, bir yankı
ve bir umut.
... serseri ruhum dize gelir
Sen benim hüzün yanımsın.
Güneşin vurmadığı gölgede kalan yanım.
Kimselerin bilmediği kendime sakladığım.
En çok ayazda kalmış olup da rüzgara savuramadığım,
alıp alıp defalarca sineme sardığım yanımsın.
En çok kanayan yarama sarmaya çalıştığımsın.
Sen deniz olsan kanasan ben dalgan olurum
Kimsesiz kalsan ağlasan ben dünyan olurum
Sen ateş olsan yansan ben duman olurum
Bir ömür yüreğimde saklarım seni, unutma
Sen gittin evimin adresi, kapımın zili gitti
Sen gittin sazımin teli, kuşumun dili gitti
Hayat ne garipmiş be!
Hep yeniden başlamakla geçti günümüz
Gün gelecek şans çalacaktı kapımı
Ve;
Gülümseyecekti hayat
Sabah tenhalığında tüm sarhoşluğuyla
Şarap ve sen
Ellerimin arasından kayıp giden
Silindi hatıralar gözyaşlarımdan
Aşk ateşimi geri verin
Deli dolu günlerimi yorulmam dediğim gençliğimi
Şarap ve sen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!