Bir varsın bir yoksun
Yıldız yağmuru gibisin
Kalk ayağa son savaşçı
İhanete pas tutmuş körpe yüreklerde
Özgürlük kalkan olmuş
Sırtta taşınan kutsal emanet
Düş ve Büyü
Ve gizemli bir düş ucunda büyücü
Mavi, mor, kırmızı
Bıraktım kendimi sessiz boşluğa
gömdüm başımı derin yankılara
Bıraktım seni
sen gözlerimin alamadığı derinliklerde idin,
hayalin gölgeme karışmış,karanlık mı,
güneşi kucaklamakta limon ağaçları
sarıya çalan renginde tüm şehvetiyle,
çarpıyor rüzgar,gecenin deminden sıyrılmış
inip kalkan terlemiş çıplak göğsüne
Sevgilim, gözlerine ne kadar çok anlam sığdırdım,
kör karanlıklara gebe, nefesi kaçmış yankılarım
anla beni, yitik denizin hırçın miçosu
seni anlatıyor köpük köpük dalgalar
rengini veriyor kelimeler aşkla dolu
biraz eflatun, biraz yeşil ve biraz mavi ve birazda ela
Kaç yorgun akşam sen.
Duymasam sesini,görmesem yüzümü
Kabus oluyor her günüm
Öyleki;
İçimde varlığın,
Özümle buluşuyor.
Güneşin karşısında kaygısız
Dindi yüreğimi döven çıplak rüzgar,
Bir taşın altında sefil bir yılan,
Savurdu zehrini aşkın şahlanışına,
Ve kafesini yıktı yalnız arslan,
soluk fotoğraflarda kalan çocukluk
yere saçıldı,
çıldırmış sevinçler ve kocaman kahramanlar
siyah ve beyaz
göçebe suratlarımızda güz telaşı,
mevsimsiz zamanlarda kalan aşk
Yalnızlığım zemheri soğuklara düşsün
An; sessiz bir gecede mavi umutlarımı yapıştırma vaktidir yıldızlara
Güneş aralasın sarı yüzünü, gün sokulsun geceden sıyrılıp
Gezgin hayallerimi sıyırdım şarap mahsenlerinden.
Bir masal, bir serüven, Uykusu kaçmış aşk.
Aldatılmış bir umut
Yokluğun ne dayanılmaz şeymiş
Seni tanımadan seni sevmeden önce
Bilmezdim böyle acı çekeceğimi
Bir dostum vardı adı yanlızlık
Gülünce gülüşüme kapılan
Ağlayınca omzumdan tutan
bir yıldız kayıyorsa yorgun zamandan öteye
aşkın yongasıdır bu vakitlerde yüreğime batan
bahar mevsiminden önce gelen hüzün
bensiz bu kaçış neden, neden bu hüzünlü yanın
bu bensiz bakışlar neden,
neden hazanda gizli;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!