Salim Kabasakal Şiirleri - Şair Salim Ka ...

sen umudun sabahında dağ çiçekleri
ve
dağlara serilen sabah güneşi kadar güzeldin;
yüreğimiz gökyüzü kadar engin,
bulutlar kadar beyazdı;
üşüyorum;

Bal rengi saçlarını okşayan
Rüzgarın güçlü parmağı
Güneşin altın saçan ışığıyım
Kuşların yuvalarına uçtuğu o an
Özgür zamanın yansımasıyım
Bu akşam bir perde daha kapatıyorum

canımın içi, rüyalarıma gir şimdi;
mavi düşlerimin denizinde geç dümene
ger yelkenleri hoyrat rüzgara fora,
haydi haydi bakalım rüzgarın yolunda
kim içimizdeki en yürekli forsa, serelim mavi düşler denizine
götürecek bizi rüzgar soluklu dalgalar çarptıkça mavi düşlerin telaşına

Yürüyorum, İstanbulun adımlarına karışmış adımlarım,
Sessizlik;
Öyleki kulakları sağır edercesine yükselen bir uğultuda derin sessizlik.
Duruyorum,
yüzüm güneşe karşı ve ruhum kaygısız.
Bir çocuk yüzünde utangaç gülümseme,

Gittiğim gün yankılanan sesim kaldı
Kıyılara vurmakta çığlık çığlık,
Maviyi beyaza bölen köpüklerim
Bir martının kanatlarında uzayıp kaybolurum
Deli dalgaları aralayan teknelerin sırrı gibi
Batık bir teknede yosunlaşan umutlarımla

Gecenin koynuna girince güneş,
Sokuldu usul usul,
Bir kadının düşünde sarhoş rüzgar,
Köz köz olmuş yürekte usul usul
Bir dokunuşa hayat veren, şefkatle
Sarılmada çıplak düşlerime

eyyy gözyaşım gidiyorum,
ayrılıkları sana bırakıp aşkın gönlüne gidiyorum,
bütün mutlulukları vurup sırtıma,
şiirleri sarıp çimen renkli bohçama
yüreğimi yakıp kavuran aşka gidiyorum,
kır çiçekleri,

belkilerden sıyrıldığım şu tenha anlarımda,
sessizlik cökmüşken ve;
ay bölmeden geceyi,
usulca sokuldum kapından,
rüzgar adını haykırırken yağmur yüklü bulutlara,
demlenmis kahkahalarım kaldı, soluk fotoğraflarda

uzak hayallerimin içinde saklıyorum seni
kıyısına sokulduğum yosun kokulu denizlerin bile ötesinde
zamansız avuçladığım suskun çiçeklerin renklerinde
saklıyorum seni
pervasız ve içli
buğusunda saklanmış çayımın şekeri gibi

kelimelerden bir habersiz dediler
ısırgan otuna sarılmış kefende
bir güz ayazında vurdular haince
uzayan bir gölge saflığında
yankıları mor bir ışıkta
gerdiler ipi kaktüs bakışlarında