Kızım,
her zaman sıkılı yumruklarla çık hayatın karşısına.
Kaçamak dövüşme hiç,
ömür geçsin kan revan,
sen kendin yaz alın yazını.
Ne düşene bak,
Sana her baktığımda
gülüşünden sevincime damarlanıyor aşk.
Mutluluğun her halinde oyalanan yolcuyum,
neşenin tüm adreslerinde seni bulan.
Gidersen,
almadan gitme;
Çocukluğum uzakta durur,
dargınız onunla.
Çocukluğum kısa patika;
ürkek,
korkak
ve kaybolarak yürüdüğüm;
şarkılarda yüzünü arayan seyyahım
besteler diziyorum anılarda gezinen sözlerine
bir düş eşlik ediyor şehvetli ıslığıyla
sesim sürtünüyor sesine
ne zanan ki şarkı susar
kopar yüreğimde inleyen
Ay uyur.
Ağlarsın…
Dağ taş,
börtü böcek,
yel...
Yüreğe dokunan her hal
Issızlara düştüm yine;
gönlüm firarda,
gökkuşağında yoldayım şimdi.
Görünsem,
kuşlar dahi verecek katillerime beni.
sesi kısıldı sazlarımın
çağrılarım tükendi
ne cevabı geldi
ne çağrılarım ulaştı ona
ruhum bezdi bezecek
yüreğim
Hadi soyun!
Üstünde eskiye dair hiçbir şey bırakma.
Geleneklerinden,
alışkanlıklarından...
Ruhunu esir alan her şeyden sıyır kendini.
Doğru, yanlış, güzel, çirkin bildiğin her şey;
Sen ayrılıklara el sallamışsın,
yalnızlıklara.
Suskuluğa rağbet etmedin hiçbir zaman;
hep ağız dolusu söyledin sözlerini,
kadir kıymet bilirsin.
benim yarım bıraktığım yerden
kanat tozu silkelenmemiş kelebek kurusu getir
koşuşturmalar getir
gizlenmiş yorgunluklardan
sevdalı ama sevdadan kaçan
biraz da ihanet




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!