Azerbaycan, halkın mertçe savaştı
Rastlamadım meydanlarda eşine.
Haklı davan ateşkese bulaştı?
Bilmem Moskof sert mi geldi dişine?
Bunda bir al, bir cambazlık, bir oyun
Yazık bu diyara, yazık toprağa
Kadrini bilmeyen beyine yazık!
Kırılan dallara, kopan yaprağa
Çaresiz şehrine, köyüne yazık.
Ormanlar acıyla keser kedere
Kışla’ya girerken akşamüzeri
Deryayı deryaya dalarken gördüm.
Bafa’da bozuldu ömrün ezberi
Demini sulara salarken gördüm.
Katar katar allı turna vakarla
Sen istersen gerçekleşir... Ne dersin?
Bir dilek tut geçinmeler gül olsun.
Çisele de çorak kalpler yeşersin
Bir dilek tut muhabbetler göl olsun.
İyilerden iyi huyun var senin
Kağnılarla büyüyen son nesildik
Kuyruğunda teze teze büyüdük.
Lastik pabuç ile yola düzüldük
Çamurları eze eze büyüdük.
Anam hazla yoğururdu hamuru
Padişahı olsa n’olur cihanın?
Cananla gönüller bir olmayınca.
Kıymeti nedir ki sarayın, hanın?
Postunu serecek yer olmayınca.
Meçhule gidilen yollar kısalır
Madran Dağı eteğine kurulmuş
Aydın Ovası’na bakar Bozdoğan.
Ta ezelden Menderes’e vurulmuş
Akçay Vadisi’ne akar Bozdoğan.
Madran Baba, Karıncalı Dağları
Analar, babalar eyvana çıktı
Öylece uzağa daldı bu bayram
Zamana derinden bir ah bıraktı
Gözleri yollarda kaldı bu bayram.
Özlemler deh etti, attı sırtına
Fırtınalar, kasırgalar esiyor
Üstümüze çöktü çetin kara kış!
Hava ayaz, vicdanlar buz kesiyor
Ruhum üşür, içimde bir yara kış.
Kavururken ortalığı fiyatlar
Esenlikle, mutlulukla, huzurla
Sermayen tükenmez bir umut olsun.
Ömür başağını öğüt şuurla
Öğüt ki ömrüne bereket olsun.
Sürerken ebedî yaşam savaşı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!