Bahar gelmiş gurdu guşu dışarda
Dağlar çiçek açıp duru arkıdeş.
Zabah aşam debenneyoz içerde
Günne böle geçip duru arkıdeş.
Zımbarası gıran girmiş deyola
Bu gıranı saldık kendi hâline
Başımıza davın oldu arkıdeş.
Lalesinden sümbülüne gülüne
Boyun büktü, beñzi soldu arkıdeş.
Bir ölet ki sanma geldik nazara
Bir ton kumpir gıram altın, vay canına! Vay arkıdeş.
Sorumlusu kim bu haltın? Zehir kusar çay arkıdeş.
Dağımızda, taşımızda, bir davın var başımızda
Tene koymaz aşımızda bu nasıl bir toy arkıdeş.
Çokanneşip gâvelere doldular
Hoş vaatle uyuttular arkıdeş
Sameştiler enkas bizden oldular
Ağladılar, avuttular arkıdeş.
Sarı dastar şapgasını giyerek
Dolaştım köyümü bir akşamüstü
Babadan yadigâr bucak kalmamış!
Olsaydı sorardım; kimlere küstü
Bacası tüten bir ocak kalmamış.
Yıkılmış evlerin temel direği
Bir can daha geçti sudan havadan
Mütebessim gözlerini kapadı
Kuş misali havalandı yuvadan
Dönülmeze doğru çırptı kanadı.
Minareden demin adı okundu
Hacı Musa görünce Kuzdağı’na vurulmuş
Bin yedi yüz yılında yamacına kurulmuş.
Bir örenin üstünde yükselirken Kuzören
Dilinden düşürmemiş civarda onu gören.
Toprağın altında bir cevher için
Yok etme üstünde binbir değeri
Her derdin çaresi bulunur lakin
Yitirilen canlar gelir mi geri?
Dününü, bugünü, yarını düşün
Ezildik hayatın değirmeninde
Düşmedi ekmeğin birazı bize.
Büküldük çileler eğirmeninde
Sağ olsun giydirdi her nazı bize.
Bildikçe herkesi kendimiz gibi
Türlü türlü bizde maske çok dedi
Haftalardır hiç oralı olmadı.
Bedavadan, yolluyorum bak dedi
Bakıyorum, maske hâlâ gelmedi.
Hişt hemşerim maskeni tak diyorlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!