1
suyun yanağını işaretler el yazması kırbaç
yanık kokusuna sürtünen içim
akıl çiçeğinin öpüşerek kırdığı uyku çömleği
müflis yürek dolunay / derelerden boylanır isyan / gün ışığı hizasız
bir
Lal olur / anlamın mabedinde çengi
hüzün yapraktan tacını giyer
Üşür kristal fanus
çalarım ben seni usul usul
yüklendi çeyizim gidiyor bohçam*
ay sırtını dönüp eksildiğinde
gök satırdan /
uğurlanır gözleri dolu bir çocuk
bozkırın avuçlarında özgürlük
hereksiz acılara sürtünür rüzgar
denizci ıslıklarla çizeriz
sonsuz kuşların resmini
iki kıyıda elçidir hüzün /umarsız
her kadın
musa doğurmak için güzelleştiğinde
ben düşerim döl yatağından
Birinci sen.
Ufukta / yere düşen bir fincandan yansıdı ışığın. Kırıp döktüklerimize rest çekiyordu, ağzın.
İkinci sen
Her taşın altında bir gökyüzü umarak dehledim
Atını iyilik çiçeğinin.
Hüzün, uzun dalgalı denizlerin frekansı.
Çığlık süpürgesi gençlik rüzgarı.
Şapkalı a” nın dramasıysa / sahnedeki.
Zihni buza kesmiş duyguların ateşli sayıklayışı
Dipsiz boşluğunda mavinin
kızamıklar çıkartır kadın.
Her sonsuz sevişmesinde
beynin ince zarı yapışır parşömene
doğurgan hayallere acemidir pusula
hiç bir mısranın delip geçemediği kabuk.
buzun yanağından kopan buğu/ çiziğin ucunda ki hüzün.
iç cebinde bulutlar gezdiren gök gömleği..
kitapların sakladığı gizemli uçuk..
eşelenmiş kül çanağında eğleşir rüzgar.
Bölüp koparttım uykuların ucundan
Tedirgin oldu hiç yok yere çocukluğumuz
Birazcık kırpıldığında saçları / sevinçlerin
Kopukluklar dikilir başımızda
Çoğul bir asilik boylanır, turuncu diyarından
İçimiz kibrit kırığı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!