Üflenince yıkılan bir kaledir
Bedenin yapıştığı mühür / son dem
yitik sancıları nereye saklar
Umarsız senfoni
Baştan çıkar def. Yumruğunu öldür çocuk
Aşk için yazdıklarımız kirlenir
gözle,
ıslık çalarak güzellişir güz.
sonrasız bir yangın faslı sonsuz.
cayır cayır jiletin döşü.
hiç yok yere ölür çarşı
Ateş bulanık, firar için ayaklanır isyan
Çifte çarşafa yatırıldığında zihnimiz
Usul usul kımıldar dünya
Yerçekimi yeniden keşfedilir
Yalancıktan rüzgarın beline dolanır bulutlar
Çaresiz bakışırız aşkın ateşine
Hey aşk..
Uçsuz bucaksız şarkıların yitirdiği Leyla
Kırık kalbime düğümlenir
Yenikliği çocuksu düşlerin
Bahara ısmarladığın kuşlarda gitti
Eşleyerek dibini günahın.
taş baskı öfkelerin bulutu olur
çalı süpürgesinin kapıdan kovduğu çığrışma.
gri endişerin yanağına yapışır hüzün
hiç bir cevapta ismi yok, ayışığının.
avuçları buz tutar mektupların.
Yol ayrımlarını naklediyor kibrit çöpleri
Tütün meleği
Göz kırpıp orkestrasına göğün
Amansız aşkın doğumunu işaretliyor
Gökler levhasına / avucuna gece yarısının
Bu babta yaşanılanlara ve hissedilenlere perde çekilmişir.
Ey he
son perde oynanmayacak işte.
akşam oldu
Kırık rüzgarların tımarlandığı bahar
Uysallaşır deliliği sözcüklerin
İki yüzlülükten arınmış suratını bırakır / Turuncu
Yanılgısız mektuplar tutuşur hasrete
Yol arkadaşlığına gelir dolunay
kuru bir yapraktır şafak / hoyrat davrandığında hüzün
bölük pörçük dokunuşların onardığı bohça
himalya rüzgarlarına kapıldığında kırlangıç
çocuklar isimlerini unutur / soyunur silgi
kemik yaşını söyle bana / çiçekleri sularken söylediğin şarkıları biliyorum artık.
çamuru cıvık gönlümüz de kozalanır hüzün.
el yapımı şehirleri yağmura terkederek.
rüya kalabalığı delikten seyrettiği çocukların.
bir başınalık cezasıyla defteri karaladığında dolunay
ışığı parıldar zehrin / dişe dokunur patikalarda kayboluş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!