-Eniştem İbrahim Altın’ın ardından-
Bitti dedi biri buraya kadar
Yaşam savaşını kaybettin diyor
Ölümden kaçmak mı nereye kadar
Hayatta canlılar hep kaybediyor
Dolaştım âlemi gördüm ahvali
Hiç kimse kadrini bilmiyor Tanrı'm!
Ne zengin fakir ne akıllı deli
Hiç kimse yolunu bulmuyor Tanrı'm!
Kullarına sonsuz cennetin kadar
Durun!
Siz ne yapıyorsunuz?
Çırılçıplak soyup,
Beyaz elbise giydiriyorsunuz.
Sonra konu komşu toplaşıp,
Ağıtlar yakıyorsunuz.
Dile gel ey vücûd konuş benimle
Değil midir söyle son durak toprak
Gözlerim ellerim kâlbim tenimle
Dizilir mezara tahtalar tak tak.
Yanar söner yaşam yalandır zaman
Her güzelliğinde sonu gelirmiş bir gün
Biliyorum, farkındayım
Çiçekler de solarmış, durmazmış öyle
Doğmazmış üstüme güneşim, ayım.
Kayboldum gözlerinde
Hiçbir şey yapmadım ben
Hiçbir şey yapmadım
Öyle vahşi vahşi gelmeyin üstüme
Ellerim yeni doğmuş bebeğin elleri gibi
Ellerim cennete dokunmuş erkeğin elleri gibi
Hiçbir şey yapmadım ben
Aylar yıllar geçti hâlâ gelmedin
Nerelerde kaldın baba diyoruz
Böyle uzun gurbet nedir bilmedin
Duy bizleri baba tükeniyoruz
Cami cemaati bekler saflara
Ne mümkün yılları geri getirmek
Giden gelmez artık ok yaydan çıktı
Sözümüz geçmiyor şu ecele tek
Düşmanca gelen gün kurşunu sıktı.
Mazisi şanlıdır o tahta atın
Tan ağarıyor herkes güneşi bekliyorsa
Ya beklenen o güneş doğmasa ne yaparlar
Ne ederler geceler yıldızsız aysız dursa
Öyle durumda kaldım ağlar benle duvarlar.
İnsan hâlinden uzak hastane köşeleri
Bunun adı nedir ey güzel Mevlam
Sevdalı gönlüme acı niyedir
Kor gibi yakıcı vefasız dostlar
Sır gibi aranan aşk ne diyedir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!