bıraktım yakasını içimdeki esrarın
meçhul bir firkate akıpta gitsin
dokunsun sevgilinin aziz ruhuna
benide ardınca yakıpta gitsin.
yağmur yağmur dedim sele varınca
Bir asi yağmurdu gözlerime dolan
Kevserdir gözlerimin nemi sevdiğim
Yüreğimde bir meçhulde kaybolan
Bilmem, bu kaçıncı gemi sevdiğim?
Ben bir aşka düşmüşüm
ama seninle başka düşmüşüm
sende suskunluk bir ketum dil
benim elimde bir ıslak mendil.
Şimdi övün eserinle
Ne selâmın gelir ne de sabahın
Yıllar böyle akar gider sevdiğim
Bir ateşti dilime düşen ah'ın
Kara sevda yakar gider sevdiğim.
Vuslat desem muhannet ki sır ama
Bir hüznü cemildir bu sevda
Bir ayaz kesiği değil bu yara
bir yangın sonrası görülen kan uykusu
bir kan tutması deniz ortasında
yüzme bilmeyen acemi çocuk gibi yüreğim
bir bıçak kesiği misali
Aklıma düşünce; o tatlı adın
Buharlaşır kanım bir başka başka
Gülüşünde bahar saklayan kadın
Tutuşur yüreğim bir başka başka…
Nazende bu gönül, seni kayırır !
Küela kuşlarının su içişini seyrettim
gözlerinde...
bir cennet mavisiydi gülüşlerin
mavi bir bulutun kanadı dokunmuş semaya
bir kanadı öpmüş dağ doruklarını
güneş selamlıyor dağların karını
Şimdi bir duam düşse de dile
Götürürsün beni o ulvi menzile
Heybemde bir sevgi azığı ile
Koyulsak el ele yola sevdiğim.
Alemin gölgesi gül kafesinde
Bir eflatun gecede unutmuştun ellerini
ben buldum.
sıradışı bir yazdı vakit ayazdı
Bir gül kangren olmuştu ben bulmuştum.
yağmur kristallerine düşmüştü gözlerim.
ben en çok o gülüşünü özlerim.
Kayıp mevsimlerin bir adı sende olmalı
Ah yârim kaç asır geçti ben sensiz olalı?
Düşer kiraz bahçelerine dudağından süzülen kan
Bir eski türküydü gözlerinde saklanan
sakladım seni en mahrem sayfamda
Ey içimde mecalsiz titreyen can!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!