Safet Kuramaz Şiirleri - Şair Safet Kuramaz

Safet Kuramaz

Kiraz yiyeceğim diye direniyordu çocuk
Gözünde yaşlar dilinde haşlamalar bir hayli!
Anne boynunu bükmüş, duvarda asılı gömleğe bakmakta
Ebru sanatına bulanmış gömlekte kan lekeleri…
Gözünde Nuh Tufan’ı,
Yüreğinde sonbahar hazanı!

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Silahını doğrultmuş üzerime sevdiğim,
Dönüşsüz yol, katilim olacak bak övdüğüm…
Manasız ağlayıp da dizlerimi dövdüğüm,
Elveda yar bildiğim, vazgeçmediğim dünya…

Bıkmadan usanmadan her asır yar ediyor

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Hani bülbülüm sen vermez miydin gül
Ağzından nağmeler dökülürdü ya…
Gök kuşağı sarar kokardı sümbül
Nisan yağmurları dökülürdü ya…

Çişe çişe semadan düşse yağmuru

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Yeşilken dallarında görünmez hakikati
Savrulur yaprakları ararken tarikatı

Beti benzi solmuştur dolunayken mahinur
Yelin hışmına uğrar engel olmaz hiçbir sur

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Bana yetmiyor bu dünya
Marsa gidesim var Ya Rab
Neye ellesem bir rüya
Marsa gidesim var Ya Rab!

Varsın olmasın çiçekler

Devamını Oku
Safet Kuramaz

…/Harp

Yıldırımların asırlık çınarları bir anda yok ettiği,
Tüfeklerden çıkan her mermi ölüm demekti Çanakkale’de!
Sübyan çocukları dahi dehşetli ateşiyle erittiği,
Kazsan topraktan çıkan kemik, zulüm demekti Çanakkale’de!

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Seksen öncesinde yaz eğlencesi
İşten gelenlerin tek dinlencesi
-Açık hava sinemasıydı!

Işıklar sönerken üç gonk çalardı
Ekranı gösteren yer açılırdı

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Hani Mars’ta hayatın olduğunu söylemişlerde uzay aracına binerek toprağına ayak basan bir ilk kişi olarak, senden başka kimsenin olmadığının farkına vardıktan sonrada yakıtım olmadığı için orada mecburen kalan gibiyim şimdi. Nasıl yaşayabilirim diye kıvranırken seni görüp tanıdığım sevinçle ve daha önce yaşadığım dünyalık iletişimlere benzemeyen bir paylaşım içinde hızla akan zaman sürecinde; sanki senin kaybolacağın ya da kaybedeceğim korkusu içinde her geçen an sıkı sıkıya sıcaklığına yaklaşan mükemmel bir dostluğu yaşıyordum kendi kendime. Hep bir emanete dayanan, toprakta, bulutlarda, sularda, anlarda… Sürüklendiğinde çok şeyleri kaybettiren bir ilişkiydi sanki. Yakıtımın olmayışını söylediğimde pek inandırıcı gelmemişti ve dünyaya dönmek isteğimin yalnızlığa karıştığının söylemi de… Ne etrafımdaki seslerin ne yeni gördüğüm cennet mekân manzaranın nede huzur veren tılsımla karışık gözlerinin içindeki arayışlarının, tanımak ya da güven arayışının rahatsızlığı yoktu ruhumda. Orada bulunman büyük bir nimetti her şeyden önce. Ya senin içinde böyle miydi? Acaba yalnız yaşamaya ya da kendi kanunlarının içinde yaşanmışlığın alışkanlığı ile hükmederek yine bensiz yaşamaya ne zorunluluğun olabilirdi ki… Mazimde her kabul ile yaşıyordum bundan sonrada yaşayabilirim mantığı ancak senin Mars’ında bulunabilirdi, değişim neden sana zor geliyordu ki sanki? Bu acı gerçeği anlamam zordu, her şey yolundayken hele… Sorunları kavrayamıyordum!

İlişkimizde maddelerin sürekli sıralanıyordu… Madde 1… Orada niceliklerle uğraşmak bana anlamsız geliyordu. Sevgi her şeyin anahtarı değil miydi? Öğretilerimiz hep onunla başlamıyor muydu? Etrafıma baktığımda her nimet vardı. Üstelik bedava… Yinede sorundu aramızda yaşanan, yaşlanan her şey!

Her konuşmanın sonunda dünyayı bildiğini iddia ediyordun. Marsta her şeyin farklı olduğunu anlatıyordun. Geldiğim dünyaya dönmektense Marsın gizemli ve heyecan veren ikliminde kalmaya razıydım. Geçmişim bir enkaz… Ne ararsan vardı, tsunami, deprem, volkanik patlamalar ve izleri… Unutmak için müthiş bir ortamdı burası. Mücadele etmeye değerdi diyordum içten içe… Uzun zaman sonra beni tanıdın ancak “Seni her gördüğümde yaşadığın dünyanı görüyorum” diyordun. “Kendi aracımı sana tahsis edeyim ve dön alıştığın geçmişine, dünyana… Yaşanılan ve paylaşılan her şeyi unut…” diyebiliyordun!

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Nasıl bir kader dinledikçe haber
Falanca yerde şehitmiş yiğitler
Yollarda ölüm trafikse bin beter
Toz duman oluyor ne desek öğütler

Sus!

Devamını Oku
Safet Kuramaz

Huzurla yaşarken şer düştü ocağıma
Artık Suriyeli de istemiyorum
Ölen kardeşimi aldım kucağıma
Artık Suriyeli de istemiyorum

Özgürce yaşarken ülkeme girdiler

Devamını Oku