İmgeler içinde yüzüp
Bu denli kısırsa elimiz ayağımız
Ve övünüp durduğumuz beynimiz,
Bir yerlerde yanlış var demektir.
Bir yorgun kuşun öyküsüdür bu
Kanatları altından zümrütten
Sevdaları taştan topraktan
Kanatlarını besleyen rüzgarları
Kardan yağmurdan güneşten buluttan
Çizgisel boyutlardan öte seni sevmek, toprağa doymayan sınırlar gibi,
Yağmurlar gibi aç bir toprağa mevsimsiz düşen ve tutuksuz, aralıksız.
Dünyanın herhangi bir coğrafyasında kendinden fazlalaşarak durmadan,
Enlemlerden taşarak boylam iklimlerine de bulaşmak gibi, sabırsız.
Ekvator çocuklarının gözlerinde olup kutupları ısıtmaya yürürken zararsız,
Biliyorum, incecik bir duvar gibi duran bu yalnızlık kalın
Üstüne üstlük esmer bir esinti gibi kavurucu
Rüyadır desem, yalan, bu gerçek, doğan güneş kadar
Bir döngünün son demi gibi ıssız ve yalın
Ne zaman yıkılır da biter diye düşünmek anlamsız
Bir de özledim
Kayıtsız kalınmış her anın direncinde yenik
Ve sefalet içinde gözlerine düşkün
Kısırlaştırılmış bir döngü içinde sessiz
Biliyorum adım atmasam sana
Binlerce yılım öfkeyle saldıracak bana
Yağmurun kısraklığı yoruyor toprakları
Ve içime işliyor her bir damlası.
Ucu belirsizken bu gecenin kıyısı,
Yoksun ya,
Bitmez bu karanlığın vardiyası...
Bir düş kurduk
düşümüzü kırdılar
orta yerinde bir rüyanın
Rengimizi çaldılar
Rüzgarımızı yaktılar
ve külü ile sıvadılar güneşi
Yaşamak bize düştü,
Nerde varsa bir bıçak
Kemikte dolanan;
Hasretler içinde baktık.
Özgürlük hep yalnız kaldı,
Bir yaşamak istersen,
Güne uyanmak yeter.
Bir mutluluk istersen,
Aynada tebessüm yeter.
Zaman istersen sonsuz,
Yani şimdi biz yazsak ne olacak,
Ne olacak biz yazsak satırlar boyu.
Ne gülün yüzü gülecek mevsim bahar olsa da,
Ne de bülbül dile gelecek gül dalına konsa da.
Yani şimdi yazsak bize ne olacak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!